Translation of "Kolunun" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kolunun" in a sentence and their english translations:

- Kolunun altında ne var?
- Kolunun altındaki nedir?

What's that under your arm?

Kutuyu kolunun altında taşıdı.

She carried the box under her arm.

Kolunun altında kitaplarını tutuyor.

He is holding his books under his arm.

Tom'un kolunun kesilmesi gerekiyor.

Tom's arm needs to be amputated.

Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.

Tom put the thermometer under his arm.

Tom kolunun altında keman taşıyor.

Tom is carrying a violin under his arm.

Adam sol kolunun kullanımını yeniden kazandı.

The man regained the use of his left arm.

O, kolunun altında bir paket tutuyordu.

He held a package under his arm.

Onun kolunun altında bir çanta vardır.

She has a bag under her arm.

Onun kolunun altında bir kitabı var.

She has a book under her arm.

Tom gazeteyi katlayıp kolunun altında koydu.

Tom folded the newspaper and put it under his arm.

Tom'un kolunun altında bir paket vardı.

Tom had a package under his arm.

Tom'un kolunun altında keman kutusu vardı.

Tom had his violin case under his arm.

Lütfen bu termometreyi kolunun altına koy.

Please put this thermometer under your arm.

Tom kolunun altında kar kaykayını taşıyordu.

Tom was carrying his snowboard under his arm.

Sağ kolunun altında bir paket taşıyor.

He is carrying a parcel under his right arm.

Jack'in kolunun altında bir kedisi var.

Jack has a cat under his arm.

O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu.

He was carrying an umbrella under his arm.

Kırılan kolunun iyileşmesi birkaç hafta sürdü.

His broken arm took several weeks to heal.

Çocuğun kolunun altında bir beyzbol sopası var.

The boy has a bat under his arm.

Onun kolunun altında yırtık kapaklı kitap vardı.

She had the book with a torn cover under her arm.

Tom'un kırık kolunun iyileşmesi birkaç hafta sürdü.

Tom's broken arm took several weeks to heal.

Onu kolunun altında bir kitapla yürürken gördüm.

I saw him walking with a book under his arm.

Tom'un onun kolunun altında bir şeyi var.

Tom has something under his arm.

Onu, kolunun altında evrak çantası ile gelirken gördüm.

I saw him coming with his briefcase under his arm.

Polis, Tom'un parmak izlerini kapı kolunun üzerinde buldu.

The police found Tom's fingerprints on the doorknob.

Mary, erkek arkadaşının ismini kolunun üzerine dövme yaptırdı.

Mary got her boyfriend's name tattooed on her arm.

Her kolunun dibinde, sert kabukları aşabilecek bir delici var.

At the base of all those arms, there's a drill that can drill through hard shell

Bir süre sonra kolunun altında bir sözlükle geri döndü.

After a while he came back with a dictionary under his arm.