Translation of "Cep" in English

Cep istiyoruz.

We want pockets.

- Onun cep telefonu kapalıydı.
- Cep telefonu kapalıydı.

His cell phone was turned off.

Cep telefonum çalındı.

My cellphone has been stolen.

Cep telefonumu çaldırdım.

My mobile has been stolen.

Cep telefonum kapalı.

My cell phone was off.

Cep telefonu çalındı.

His mobile has been stolen.

Cep telefonumu arıyorum.

- I'm looking for my mobile phone.
- I'm looking for my cellphone.

Cep telefonumu kaybettim.

I lost my mobile phone.

Cep telefonum çalıyor.

My phone is ringing.

Cep telefonun çalıyor.

Your cellphone's ringing.

Cep telefonumda konuşuyordum.

I was talking on my cell phone.

Cep telefonunu kapatmalısın.

You should turn off your cell phone.

Cep telefonum çalışmıyor.

My cell phone doesn't work.

Cep telefonum yok.

- I don't have a cellphone.
- I don't have a cell phone.

Cep telefonunu kapat.

Turn off your cellphone.

Cep telefonumdan arıyorum.

I'm calling from my cell phone.

- Cep telefonumu bile kaybettim!
- Cep telefonumu bile yitirdim!

I've lost even my cell phone!

- Bu cep telefonu kimin?
- Bu kimin cep telefonu?

Whose cell phone is this?

- Cep telefonunuz var mı?
- Cep telefonun var mı?

- Do you have a cellphone?
- Do you have a mobile phone?
- Do you have a cell phone?

- Senin cep telefonun var mı?
- Cep telefonunuz var mı?
- Cep telefonun var mı?

- Do you have a cellphone?
- Have you got a mobile phone?
- Do you have a mobile phone?
- Do you have a cell phone?

- Sami cep telefonuna cevap vermiyor.
- Sami cep telefonunu yanıtlamıyor.

Sami isn't answering his cellphone.

Ardından cep telefonları tabletler

then cell phones tablets

Bu cep telefonunu severim.

I love this mobile phone.

Cep telefonumu şarj etmeliyim.

I need to charge my cellphone.

Cep telefonunu kontrol ediyor.

She's checking her cellphone.

Tom cep telefonuyla konuşuyor.

Tom is on his cell phone.

Tom'un cep telefonu çaldı.

Tom's cellphone rang.

Burada cep telefonu kullanamayız.

We can't use cellphones in here.

Onun cep telefonunu aradı.

He called her mobile.

Tom cep telefonunu çıkardı.

Tom pulled out his cellphone.

Tom cep telefonundan arıyor.

Tom is calling from his cellphone.

Bu benim cep numaram.

This is my cell number.

Benim cep telefonum çalındı.

My mobile has been stolen.

Tom'a cep fenerimi uzattım.

I handed Tom my flashlight.

Senin cep telefonun çalışmıyor.

Your cell phone's not working.

Tom cep telefonunu yanıtladı.

Tom answered his cell phone.

Benim cep telefonumdan arıyorum.

I'm calling from my mobile.

Onun cep telefonunu aradım.

He called her cell phone.

Tom cep fenerini açtı.

Tom clicked on his flashlight.

Cep saatinden saate baktı.

Tom checked the time on his pocket watch.

Bana cep telefonunu ver.

Give me your cell phone.

Cep telefonumu kullanmak kolaydır.

My cell phone is easy to use.

Cep hesap makinemi çaldırdım.

I've had my pocket calculator stolen.

Bir cep telefonu istiyorum.

I want a cellular phone.

Tom cep telefonunu kaldırdı.

Tom put his cell phone away.

Cep telefonunun markası ne?

What is your cellphone's brand?

Tom cep telefonunu yanıtlamıyor.

Tom isn't answering his mobile.

Cep telefonum yere düştü.

My cellphone fell on the floor.

Tom'un cep telefonundan arıyorum.

I'm calling from Tom's mobile phone.

Lütfen cep telefonunuzu kapatın.

Turn off your cell phone, please.

Cep telefonun yanında mı?

Do you have a cell phone with you?

Benim cep telefonum bozuldu.

My mobile phone is broken.

Lütfen cep telefonunu kapat.

Please turn off your cellphone.

Cep sözlüklerinin modası geçmiş.

Pocket dictionaries are out of fashion.

Bu bir cep sözlüğü.

This is a pocket dictionary.

Bu bir cep telefonudur.

This is a mobile phone.

Cep telefonları tünelde çalışmaz.

Cellphones don't work in the tunnel.

İlk cep telefonun neydi?

What was your first cellphone?

Cep telefonumla ne yaptın?

What've you done with my mobile phone?

Bu benim cep telefonum.

This is my mobile phone.

Cep harçlığınızı boşa harcamayın.

Don't waste your pocket money.

Lütfen cep telefonlarınızı kapatın.

Please turn off your cell phones.

Tom cep telefonunu arıyor.

Tom is looking for his cellphone.

Onu cep telefonunla açabilirsin.

You can open it with your mobile.

- Cep telefonu numaranı alabilir miyim?
- Cep telefonu numaranızı alabilir miyim?

Can I have your cellphone number?

- Bir cep telefonun var mı, Tom?
- Cep telefonun var mı Tom?

Do you have a mobile, Tom?

Ve aslında hiç cep yokken bile, cep dikişleri hala görünür şekildedir,

And even when there’s nothing in them, the lines of the pocket sac still show through,

- Yarın bir cep telefonu alacağım.
- Yarın bir cep telefonu satın alacağım.

- I'm going to buy a cell phone tomorrow.
- I'm going to buy a mobile phone tomorrow!
- I'm gonna get a cell phone tomorrow!

cep telefonuyla bile satın alıyor.

sometimes even on their cell phone.

Cep harçlığını yararsız şeylere harcama.

Don't waste your allowance on useless things.

Cep telefonumu şarj etmem gerekir.

- I need to charge my mobile.
- I need to charge my cellphone.
- I need to charge my cell phone.

Yeni bir cep telefonu aldım.

I got a new cellphone.

O cep telefonunu kontrol ediyor.

He's checking his cellphone.

Tom'un cep telefonu masada titredi.

Tom's cellphone vibrated on the table.

Ben bir cep telefonundan arıyorum.

I'm calling from a cell phone.

Artık bir cep telefonum yok.

I don't have a cellphone anymore.

O, cep telefonunu hep kaybediyor.

He's always losing his mobile.

IPhone olağanüstü bir cep telefonu.

The iPhone is an extraordinary cell phone.

Bu cep telefonu gerçekten pahalı.

- This cellular phone is really expensive.
- This cellphone is really expensive.
- This mobile phone is really expensive.
- This cellphone really costs a lot.

Cep telefonunu şarj etmeyi unutma.

Don't forget to charge your cell phone.

Benim cep telefonumun pili öldü.

My cellphone's battery is dead.

Cep telefonumun bataryası artık çalışmıyor.

My cell phone battery doesn't work anymore.

Tom Mary'ye cep telefonunu verdi.

Tom handed Mary his cell phone.

Yanında cep telefonun var mı?

Do you have a cell phone with you?

Tom yeni cep telefonunu gösterdi.

Tom showed off his new cellphone.

- Cep telefonu kapalı.
- Cebi kapalı.

His cell phone is off.

Sen cep telefonunu masadan aldın.

You took the cellphone from the table.

Senin cep telefonun var mı?

- Do you have a cellphone?
- Have you got a mobile phone?
- Do you have a mobile phone?
- Do you have a cell phone?
- Do you have a smartphone?

Cep telefonunu tekrar kullanabilir miyim?

May I use your cell phone again?