Translation of "Gerektirecek" in English

Planımız çok para gerektirecek.

Our plan will call for a lot of money.

Bu iş çok para gerektirecek.

This job will call for a lot of money.

Bu ödev fazla zaman gerektirecek.

This homework will require much time.

Bu ne kadar para gerektirecek?

How much money will that take?

Kızmasını gerektirecek hiçbir neden yoktu.

She had no reason to be angry.

Bu uzun ısrarlı bir çaba gerektirecek.

This is going to require a long steady effort.

- Acele etmenize hiç gerek yok.
- Acele etmeni gerektirecek hiçbir şey yok.

There isn't any need for you to rush.

Hayır, bir havuç ondan sonra bir ünlem işareti gerektirecek kadar önemli değildir.

No, a carrot is not important enough to need an exclamation mark after it.

- Tom'un öfkelenmek için hiçbir nedeni yoktu.
- Tom'un sinirlenmesini gerektirecek bir sebep yok.

Tom had no reason to be angry.