Translation of "Planımız" in English

0.006 sec.

Examples of using "Planımız" in a sentence and their english translations:

Planımız yapıldı.

Our plan is made.

Planımız başarısızdı.

Our plan was unsuccessful.

Planımız işledi.

Our plan has worked.

Planımız çalıştı.

Our plan worked.

Planımız çalışıyor.

Our plan is working.

Planımız yok.

We have no plan.

Planımız ne?

- What is our plan?
- What's our plan?

- Orijinal planımız işe yarayacak.
- Orijinal planımız işleyecek.

Our original plan will work.

Bir planımız var.

We have a plan.

Planımız başarısız oldu.

Our plan failed.

Planımız suya düştü.

- Our whole plan got spoiled.
- Our plan flopped.

Planımız çarpık gitti.

Our plan has gone askew.

Bir planımız yok.

We don't have a plan.

Bir planımız vardı.

We had a plan.

Planımız hep buydu.

That was our plan the whole time.

Kanıtlanmış bir hareket planımız

We have a proven model, a plan of action,

Planımız çok para gerektirecek.

Our plan will call for a lot of money.

Aslında bir planımız yok.

We don't really have a plan.

Bizim planımız işe yaramadı.

Our plan didn't work.

Şansımıza bir planımız var.

Luckily, we have a plan.

Planımız tam olarak nedir?

What exactly is our plan?

Planımız pratikte işe yaramadı.

Our plan didn't work in practice.

- Şu an bizim planımız o.
- O şu an bizim planımız.

That's our plan right now.

Bizim bir ana planımız vardı.

We had a master plan.

Planımız hakkında hiçbir şey söylemedim.

I didn't say anything at all about our plan.

Bizim planımız için uygun musun?

Are you agreeable to our plan?

Bizim bir planımız olmak zorunda.

We have to have a plan.

O zaman bir planımız yoktu.

We didn't have a plan then.

Tom ve benim bir planımız var.

Tom and I have a plan.

Onu yapmak için bir planımız yok.

- We have no plans to do that.
- We've got no plans to do that.

Bizim çok basit bir planımız vardı.

We had a very simple plan.

Bizim bir acil durum planımız var mı?

Do we have a contingency plan?

Bugün öğle yemeğinden sonra planımız parkta yürüyüşe çıkmaktır.

After lunch today, our plan is to take a walk in the park.

Şu anda onu yapmak için bir planımız yok.

We have no plan at this time to do that.