Translation of "şey" in Dutch

0.023 sec.

Examples of using "şey" in a sentence and their dutch translations:

Her şey.

Alles.

Şey gibi...

Het is net...

Zavallı şey!

- Arm ding!
- Ocharme!

- Im...
- Şey...

- Hmm...
- Ehm...

- Bir şey görmedik.
- Hiçbir şey görmedik.

We zagen niets.

- Her şey yolunda.
- Her şey güzel.

- Alles is in orde.
- Alles is prima.

Bilmek başka şey, yapmak başka şey.

Weten is één ding, het ook doen is heel wat anders.

O şey bizden bir şey istiyor.

Dat ding wil iets van ons.

- Bir şey duyuyorum.
- Bir şey işitiyorum.

Ik hoor iets.

- Hiçbir şey duyamadım.
- Hiçbir şey duyamıyordum.

Ik kon niets horen.

- Her şey değişir.
- Her şey değişmek üzere.
- Her şey değişiyor.

- Alles verandert.
- De dingen veranderen.

- Ben bir şey özlüyorum.
- Bir şey kaçırıyorum.
- Kaçırdığım bir şey var.

Iets ontgaat me.

Bu farklı bir şey. İlginç bir şey.

Dit is anders. Dit is interessant.

- Bir şey söylemedim.
- Ben bir şey söylemedim.

Ik heb niets gezegd.

Şimdi ihtiyacımız olan şey yiyecek bir şey.

Wat we nu nodig hebben is iets om te eten.

- Ben bir şey duymadım.
- Hiçbir şey duymadım.

Ik heb niets gehoord.

- Ben bir şey göremiyorum.
- Hiçbir şey göremiyorum!

Ik kan niets zien.

Her şey akar ve hiçbir şey kalmaz.

Alles stroomt en niets blijft.

- Onlar hiçbir şey bilmiyorlar.
- Hiçbir şey bilmiyorlar.

Zij weten niets.

- Hiçbir şey bilmiyorsun.
- Bir şey bildiğin yok.

- Je weet van niets.
- Je weet nergens van.

- Ben bir şey görmüyorum.
- Bir şey anlamıyorum.

Ik zie niets.

Birçok şey olacaktır.

Het zal véél dingen worden.

Hiçbir şey değişmeyecek.

gaat er niets veranderen.

Sana söyleyeceğim şey

Wat ik je ga vertellen, kan niet worden begrepen...

çok şey kazanıyorsun.

...win je veel.

Güneşte parlayan şey.

In de zon.

Mümkün olan şey.

hoe mensen beter worden in wat ze doen.

Başaramadığı bir şey .

consequent niet heeft bereikt.

Olan şey şuydu,

Wat er gebeurde was --

Hiçbir şey görmedik.

- We hebben niets gezien.
- We zagen niets.

Söylediğin şey doğrudur.

Wat je zegt is waar.

Hiçbir şey değildi.

Niets te danken!

Bir şey yapılmalı.

Er moet wat gedaan worden!

Her şey bitti.

Alles is voorbij.

Her şey sakindi.

Alles was rustig.

Bir şey geliyor.

Er komt iets aan.

Hiçbir şey vermiyorlar.

Zij geven niets.

Bir şey bilmiyorum.

Ik weet niets.

Bir şey yaz.

Schrijf iets.

Her şey hazır.

- Alles is klaar.
- Alles is gereed.

Her şey mükemmel.

Alles is perfect.

Her şey olabilir.

Er kan van alles gebeuren.

Bir şey oldu.

Er is iets gebeurd.

Bir şey ye.

Eet iets.

Bir şey duydum.

- Ik hoorde iets.
- Ik heb iets gehoord.

Her şey mümkündür.

- Alles kan.
- Alles is mogelijk.

Bir şey göremiyorum.

- Ik zie geen steek.
- Ik kan helemaal niks zien.

Bir şey duyamıyorum.

Ik kan niks horen.

Her şey önemlidir.

- Alles telt.
- Alles doet ertoe.
- Alles is belangrijk.

Hiçbir şey değişmedi.

Er is niets veranderd.

Hiçbir şey anlamadım.

- Ik heb niets verstaan!
- Ik heb niets begrepen.

Hiçbir şey görmedi.

Hij zag niets.

Bir şey eksik.

Er ontbreekt iets.

Bir şey buldum.

Ik heb iets gevonden.

Hiçbir şey yapmadım.

- Ik deed niets.
- Ik heb niks gedaan.

Bir şey öğrendim.

- Ik heb iets ontdekt.
- Ik ben iets te weten gekomen.

Bir şey söylemeyeceğim.

- Ik zeg niks.
- Ik zal niets zeggen.

Bir şey düşürdün.

Je hebt wat laten vallen.

Her şey gitti.

Alles is weg.

Her şey kayboldu.

Alles was verloren.

Düşündüğün şey değil.

Het is niet wat je denkt.

Bir şey kanıtlayamazsın.

- Jullie kunnen niets bewijzen.
- Je kunt niets bewijzen.

Bir şey hatırlayamıyorum.

Ik kan mij aan helemaal niets herinneren.

Bir şey içmiyorum.

Ik drink niets.

Her şey altüst.

Alles staat op zijn kop.

Bir şey gizliyorsun.

- U verbergt iets.
- Jij verbergt iets.

Bir şey istemedim.

Ik wilde niks.

Çok şey öğreniyorum.

Ik leer veel.

Hiçbir şey öğrenmedim.

Ik heb niets geleerd.

Bir şey oluyor.

Er gebeurt iets.

Bir şey söylemeliydim.

Ik had iets moeten zeggen.

Bir şey değişti.

Er is iets veranderd.

Bir şey yanıyor.

Er brandt iets.

Bir şey başlıyor.

- Er begint iets te gebeuren.
- Er begint iets.

Hiçbir şey olmayacak.

Er zal niets gebeuren.

Her şey bedava.

Alles is gratis.

Her şey farklı.

Alles is anders.

Her şey değişiyor.

- Alles verandert.
- Alles is aan het veranderen.
- De dingen veranderen.

Her şey durdu.

Alles stopte.

Her şey değişir.

- Alles verandert.
- De dingen veranderen.

Her şey normal.

Alles is normaal.

Bir şey yapmalıydım.

Ik moest iets doen.

Bir şey söyle!

Zeg iets.

Hiçbir şey içme.

Drink niets.

Hiçbir şey kaçırmıyorsun.

Jullie missen niets.

Hiçbir şey yakalamadık.

We hebben niets te verbergen.

Bir şey söyle.

- Zeg iets!
- Zeg iets.

Bir şey yap!

Doe iets!

Bir şey yiyor.

Ze eet iets.

Birçok şey oldu.

Er is veel gebeurd.

Her şey iyiydi.

Alles was goed.

Bir şey unuttum.

Ik ben iets vergeten.

Alıştığımız şey bu.

Dat is wat we gewend zijn.