Translation of "Garantiye" in English

Onu garantiye aldım.

I made certain of that.

Kimse onu garantiye alamaz.

Nobody can ensure that.

Bu antlaşma barışı garantiye alır.

This treaty ensures peace.

Eşitlik anayasa tarafından garantiye alınmıştır.

Equality is guaranteed by the Constitution.

Escobar ise önce işini garantiye alıyor

Escobar first secures his job

O her zaman zamanında gelmeyi garantiye alır.

He always makes sure to come on time.

O hiç kimsenin onu göremediğini garantiye aldı.

He made sure nobody could see him.

Tom hiç kimsenin onu göremeyeceğini garantiye aldı.

- Tom made sure no one could see him.
- Tom made sure nobody could see him.

Kendi can güvenliğini garantiye almak için bunları kasıtlı olarak yapar.

That would’ve been a deliberate act in order to gain it's own security and survival.