Translation of "Alır" in English

0.016 sec.

Examples of using "Alır" in a sentence and their english translations:

- Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır.
- Erken kalklan yol alır.

It's the early bird that catches the worm.

Tom steroidler alır.

Tom takes steroids.

Bize gazeteler alır.

He buys us newspapers.

O vitaminler alır.

He takes vitamins.

Süpermarketten ne alır?

What does he buy at the supermarket?

Bu zaman alır.

- It takes time.
- That would take time.

Dinlenmek zaman alır.

It takes time to relax.

Tıraş zaman alır.

Shaving takes time.

Bu saatler alır.

That would take hours.

Birini alır mısınız?

Would you buy one?

Tom onu alır.

- Tom gets it.
- Tom understands that.

Nefes alır mısın?

Can you breathe?

Onu kim alır?

Who gets it?

Bunu alır mısın?

- Are you going to buy that?
- Would you buy that?

O, anahtarları alır.

He receives the keys.

Normalde yıllar alır.

Normally, it takes years.

O ekmek alır.

He buys bread.

- Akıl alır gibi değil.
- Akıl alır şey değil.

It's just mind boggling.

- O, roman okumaktan zevk alır.
- Roman okumaktan keyif alır.

He enjoys reading novels.

Ve bu zaman alır.

and that takes time.

Oy pusulasında yer alır .

are on the ballot paper .

Bitkiler suyu topraktan alır.

Plants take in water from the soil.

Beni istasyondan alır mısın?

Can you pick me up at the station?

Otobüs elli kişi alır.

The bus takes fifty people.

İşinde büyük zevk alır.

She takes great pleasure in her work.

Alır almaz parayı harcarım.

I spend money as soon as I get it.

O kolayca soğuk alır.

She easily catches cold.

Kurabiye yapmak zaman alır.

Making cookies takes time.

O bize ayakkabılar alır.

She buys us shoes.

Gücü olan istediğini alır.

Might is right.

Şam, Suriye'de yer alır.

Damascus is located in Syria.

Fince öğrenmek zaman alır.

Learning Finnish takes time.

Mesajını alır almaz geldim.

I came as soon as I got your message.

Bir ödül alır mıyım?

Do I get a prize?

Beni işe alır mısınız?

Would you hire me?

Bu şeyler zaman alır.

These things take time.

O ilaç satın alır.

He buys medicine.

Tom bilgisini nasıl alır?

How does Tom get his information?

Dinlenmek biraz zaman alır.

It takes a while to relax.

O elbiseler satın alır.

He buys clothes.

Tom genellikle istediğini alır.

Tom usually gets what he wants.

Bize kahve alır mısın?

Could you get us coffee?

Tom'u tanımak zaman alır.

It takes time to get to know Tom.

Onu alır mısın lütfen?

Would you get that, please?

Gelip beni alır mısın?

Could you come and get me?

Tom bize sebze alır.

Tom buys us vegetables.

Herkes hak ettiğini alır.

Everyone has what he deserves.

Yönetim önemli kararlar alır.

The administration makes important decisions.

Tom ondan zevk alır.

Tom enjoys that.

Sadece aptallar risk alır.

Only fools take risks.

Dil öğrenmek zaman alır.

Learning a language takes time.

Tom akıllıca kararlar alır.

Tom makes smart decisions.

Kalp, göğüste yer alır.

The heart is located in the chest.

Böyle sanatı kim alır?

Who buys such art?

Fransızca öğrenmek zaman alır.

Learning French takes time.

Sanat birçok şekil alır.

Art takes many forms.

Bitkiler de nefes alır.

Plants breathe, too.

Tom işini ciddiye alır.

Tom takes his job seriously.

O ekmek satın alır.

She buys bread.

Tom çok yardım alır.

Tom gets a lot of help.

Arabam çok yakıt alır.

My car takes a lot of gas.

Lütfen bunu alır mısınız?

Could you take this, please?

Bu oda güneş alır.

This room gets sunshine.

Biraz kahve alır mısın?

- Will you have some coffee?
- Do you want some coffee?
- Do you want coffee?

Kahvenizde şeker alır mısınız?

Do you take sugar in your coffee?

O hâlâ süt alır.

She still buys milk.

Tom iyi notlar alır.

Tom gets good grades.

Açık havadan keyif alır.

He enjoys the fresh air.

Almanya ABD'den para alır.

Germany receives money from the US.

- Bütün insanlar markette yiyecek alır.
- Bütün insanlar pazarda yiyecek alır.

All humans buy food at the mart.

- Birçok dil İngilizceden kelime alır.
- Birçok dil, İngilizceden kelime ödünç alır.

Many languages borrow from English words.

Vöggr onu alır, Hjorvard'ı yönetir.

Vöggr picks it up, runs Hjorvard through.

Dürüstlük uzun vadede karşılığını alır.

Honesty will pay in the long run.

Onun yerini alır mısın, Leo?

Can you take his place, Leo?

Biraz daha pasta alır mısın?

- Will you have some more cake?
- Will you have some more pie?

Biraz daha bira alır mısınız?

Would you like some more beer?

Cevap alır almaz, seni arayacağız.

As soon as we get the answer, we'll phone you.

Her gün mobilyanın tozunu alır.

She dusts the furniture every day.

O, tavsiyemi nadiren dikkate alır.

She seldom pays regard to my advice.

Korku filmlerine gitmekten zevk alır.

She takes pleasure in seeing horror films.

O, özel piyano dersleri alır.

She takes private piano lessons.

O her zaman süt alır.

She always buys milk.

O, insanları izlemekten zevk alır.

He finds pleasure in watching people.

Erken başlayan erken yol alır.

Sooner begun, sooner done.

Dedem her gün ilaç alır.

My grandfather takes medicine every day.

O her sabah duş alır.

- She showers every morning.
- She takes a shower every morning.