Translation of "Aldı" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Aldı" in a sentence and their chinese translations:

Asistan parayı aldı.

助手拿了钱。

Parayı kim aldı?

誰拿了錢?

O kitabını aldı.

她拿了她的書。

Tom bıçağı aldı.

汤姆拿起了刀。

Tom kilo aldı.

湯姆變胖了。

O, kitabı aldı.

他拾起了書。

Onlar ödül aldı.

他们拿到了奖品。

Tom çorap aldı.

汤姆买了袜子。

- Birisi yanlışlıkla ayakkabımı aldı.
- Biri yanlışlıkla benim ayakkabılarımı aldı.

- 有人穿错了我的鞋。
- 有人拿错了我的鞋。

Taksi iki yolcu aldı.

這輛計程車載了兩名乘客。

Film karışık eleştiriler aldı.

影片得到的评价褒贬不一。

Kendine büyük evi aldı.

她給自己一間大房子。

Cam vazolardan birini aldı.

她拿了其中一个玻璃花瓶。

O, George'tan gazeteyi aldı.

他从乔治那里拿走了报纸。

Dün birkaç sebze aldı.

她昨天買了一些蔬菜。

O, dükkânda ne aldı?

她在店裡買了什麼?

O, konserden zevk aldı.

她在音樂會上玩得很開心。

Bisikletlerin yerini arabalar aldı.

车取代了自行车(的地位)。

Kardeşim bir elektrogitar aldı.

我的兄弟買了電子吉他。

O, İngilizcede 90 aldı.

他英文得到了九十分。

Babam kitaplarımı satın aldı.

爸爸给我买了书。

Arkadaşından ödünç para aldı.

他向他的朋友借錢。

Nişan aldı, ama ıskaladı.

他瞄准了,却没命中。

Tom çekici Mary'den aldı.

汤姆从玛丽那里拿走了锤子。

Tom bir araba aldı.

湯姆買了輛車。

Radyo'nun yerini TV aldı.

电视代替了收音机。

Jay eski makası aldı.

傑伊撿起了這把舊剪刀。

Babasının katilinin öcünü aldı.

他对杀父凶手进行了报复。

Eğildi ve parayı aldı.

她彎低身子,把錢幣撿了起來。

O, bileti bedava aldı.

她免費得到這張票。

Kahvaltıdan önce duş aldı.

他在早餐前洗了个澡。

O bir Honda aldı.

他賣了一台豐田的車。

Tom bir bilet aldı.

汤姆买了张票。

Tom yeni eldivenler aldı.

湯姆買了新手套。

Televizyon radyonun yerini aldı.

电视代替了收音机。

- Kızına bir kişisel bilgisayar aldı.
- O, kızına bir kişisel bilgisayar aldı.
- O, kızına bir PC aldı.

她給她的女兒買了一台個人電腦。

O bir hafta izin aldı.

他休了一周的假。

Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.

搭帳篷花了我們半小時。

Sorunun çözümü beş dakikamı aldı.

- 我用五分鐘就算好了那道題。
- 我花了五分鐘解決問題。

Onu programcı olarak işe aldı.

她僱用他作程式設計師。

O, iki çift çorap aldı.

她買了兩雙襪子。

O, kızına bir elbise aldı.

他買了一件洋裝給他女兒。

O ona bir kazak aldı.

他買了一件毛衣給她。

Yeni bir sekreter işe aldı.

他雇用了新秘书。

O, bankadan bir kredi aldı.

他從銀行得到了貸款。

Bir keresinde altın madalya aldı.

他曾经被授予金牌。

O bizi arabasına geri aldı.

他开车送我们回来的。

Amcam bana bu kitabı aldı.

我舅舅给我买的这本书。

O, elmadan bir ısırık aldı.

她咬了一口蘋果。

O, mektubu elimden zorla aldı.

他把信從我的手中搶了過去。

Tom cuma günü izin aldı.

汤姆星期五闲着。

Babam bana bir kamera aldı.

爸爸给我买了一个照相机。

O oturur oturmaz, telefonu aldı.

他一坐下,就拿起了電話。

Marco oğluna bir araba aldı.

马克给他的儿子买了辆车。

Öteki takım bizi hafife aldı.

那另外一队轻视了我们。

O benim espriyi ciddiye aldı.

她把我的玩笑当真了。

Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.

这篇作文花了我两个小时来完成。

O, iki paundluk tereyağ aldı.

她買了兩磅的奶油。

O, küçük kızı evlatlık aldı.

他们收养了那个小女孩。

O, üniversitede tiyatro eğitimi aldı.

他在大學主修戲劇。

Dün amcam bir köpek aldı.

昨日我伯伯买了只狗。

Tom bir kurşun kalem aldı.

汤姆拿起铅笔。

Kazara yanlışlıkla onun şemsiyesini aldı.

我不小心拿錯了他的傘。

O, İngilizcede iyi dereceler aldı.

- 她在英文上取得了很好的成績。
- 她的英文成績很好。

Onlar meyve suyu aldı mı?

他們買果汁了嗎?

Tom bir cep telefonu aldı.

汤姆买了个手机。

Kate babasından biraz para aldı.

凱特從她的父親那裡得到了一些錢。

Karen bitpazarında birçok şey aldı.

凱倫在跳蚤市場買了很多東西。

Babam bir kamera satın aldı.

爸爸买了一个照相机。

Birçok öğrenci kitabı satın aldı.

- 很多學生買了這本書。
- 很多学生买了这本书。

Matematikte iyi bir not aldı.

他數學得了一個好成績。

Steve Jane'den bir mektup aldı.

史蒂夫收到了一封珍的信。

O, son zamanlarda kilo aldı.

她最近增加了體重。

Çiftçiden bir testere ödünç aldı.

她向農夫借了一把鋸子。

O bir doktora derecesi aldı.

她取得了博士學位。

O, yeni eldiven satın aldı.

她买了新手套。

Tom bir düzine çörek aldı.

汤姆买了一打甜甜圈。

Tom bir uçak bileti aldı.

湯姆買了張機票。

O benim üç yılımı aldı.

它花了我三年。

O, oğluna bir kamera aldı.

她买了一部照相机给她儿子。

- Babam bana bir kitap satın aldı.
- Babam benim için bir kitap satın aldı.

爸爸给我买了书。

Çocuk bir resim çizmekten zevk aldı.

這個男孩喜歡繪畫。

Meg bir kutu domates satın aldı.

- 梅格買一罐番茄。
- 梅格买了一罐西红柿。

Mayuko benim elmamdan bir ısırık aldı.

Mayuko咬了一口我的蘋果。

Tom kafasından ağır bir darbe aldı.

汤姆的头部受了重重的一击。

Tom birincilik ödülünü aldı, değil mi?

湯姆得了第一名,不是嗎?

Dan yeni bir bilgisayar satın aldı.

- Dan给自己买了台新电脑。
- 丹买了台新电脑。

Ödev, düşündüğümden daha fazla vaktimi aldı.

我用了比我预期更长的时间来完成作业。

Annem bana yeni bir elbise aldı.

媽媽買了一條新的裙子給我。

Dün yeni bir CD çalar aldı.

她昨天得到了一個新的CD播放機。

O, İngilizcede 100 üzerinden 90 aldı.

他英文得到了九十分。

Kızına yeni bir elbise satın aldı.

他買了新衣服給他的女兒。

Onun sözlerini bir iltifat olarak aldı.

他把她的话当作是一种赞美。

O yeni bir çift eldiven aldı.

他买了一双新手套。