Translation of "Zamanında" in English

0.011 sec.

Examples of using "Zamanında" in a sentence and their english translations:

Tam zamanında!

Just in time!

Zamanında çıktı.

He left on time.

Zamanında gelin.

Be on time.

Zamanında vardın.

You arrived on time.

Zamanında gelmiştim.

I was on time.

Zamanında geldin.

You're on time.

Zamanında geldik.

We're on time.

Zamanında geldim.

I'm on time.

Zamanında yetişemeyeceğiz.

We're not going to make it in time.

Zamanında ayrıldım.

I left on time.

Zamanında vardım.

I arrived on time.

Zamanında gitmeliyiz.

We need to be on time.

Zamanında olmalıyız.

We have to be on time.

Zamanında yaptı.

He made it on time.

Zamanında gelmeyeceğiz.

We won't be on time.

- Zamanında Tom'a ulaşamadım.
- Tom'a zamanında ulaşamadık.

We weren't able to reach Tom in time.

- Sayende zamanında geldim.
- Sayenizde, zamanında geldik.

Thanks to you, I arrived on time.

- Ofisime zamanında geldim.
- Büroma zamanında vardım.

I got to my office on time.

İşe zamanında başlamalısın.

You ought to get to work on time.

Zamanında gelmemizi söyledi.

He told us to come on time.

Oraya zamanında varabildim.

I managed to get there in time.

Aşk, zamanında gelecek.

Love will come in time.

Tren zamanında geldi.

- The train arrived on schedule.
- The train arrived on time.
- The train came on time.

Trenler zamanında geliyorlar.

Trains were arriving on time.

Uçak zamanında gelecek.

The plane will get in on time.

Uçak zamanında mı?

Is the plane on schedule?

Tren zamanında gelecek.

- The train is to arrive on time.
- The train will arrive on time.

Koşmazsan zamanında varamazsın.

You won't be in time unless you run.

Zamanında oraya varmazsın.

You won't get there on time.

Tren zamanında vardı.

Our train arrived on time.

Zamanında varacak mıyız?

Will we arrive on time?

Uçak zamanında geldi.

The plane arrived on time.

O, zamanında gelmedi.

He didn't come on time.

Sınıfa zamanında gelebildi.

He managed to be on time for class.

Keşke zamanında dönebilsem.

I wish I could go back in time.

Toplantıya zamanında gelmeyecek.

He won't be in time for the meeting.

Yarın zamanında geleceğim.

Tomorrow I'll arrive on time.

Faturalarını zamanında ödemeliydin.

- You should've paid your bills on time.
- You should have paid your bills on time.

Gerçekten zamanında geldin.

You're really on time.

Zamanında geldiğimi düşündüm.

- I thought I was on time.
- I thought that I was on time.

Okula zamanında vardım.

I arrived at school on time.

Onu zamanında yapmayacağız.

- We're not going to make it in time.
- We're never going to make it on time.

Oraya zamanında varacağız.

We'll get there in time.

Tam zamanında geldin.

You're just in time.

Buraya zamanında geldin.

You got here in time.

Tom zamanında çıkamadı.

Tom couldn't get out in time.

Buraya zamanında geldik.

We got here on time.

Uçak zamanında kalktı.

The plane took off on time.

Tren zamanında ayrıldı.

The train left on time.

Tam zamanında geldim.

I was just in time.

Zamanında geleceğini düşündüm.

- I thought you'd be on time.
- I thought that you'd be on time.

Bugün tren zamanında.

The train was on time today.

O zamanında geldi.

He arrived in time.

Onu zamanında yaptım.

I made it on time.

Randevuya zamanında geldi.

He was in time for the appointment.

Bunu zamanında yapmayacağım.

I'm not going to make it on time.

Ben zamanında döneceğim.

I'll be back in time.

Zamanında yapabilir misin?

Can you make it in time?

Yangın zamanında neredeydin?

Where were you at the time of the fire?

Tom zamanında geldi.

Tom arrived on time.

Tom zamanında gelmedi.

Tom didn't come on time.

Lütfen zamanında gel.

- Please come on time.
- Please show up on time.

Zamanında okula ulaşmadım.

I did not reach school in time.

Oraya zamanında gidemedim.

I failed to go there in time.

Zamanında geleceğime güvenebilirsiniz.

You may rely on my coming in time.

Zamanında varır mıyız?

- Will we arrive on time?
- Will we arrive in time?

Onu zamanında yaptık.

We made it on time.

Bunu zamanında yaptıramadım.

I couldn't get it done on time.

Oraya zamanında varabildik.

We managed to get there on time.

Zamanında oraya varamadım.

I didn't get there in time.

Tom zamanında gelmeyecek.

Tom won't be in time.

Oraya zamanında varamayacaksın.

You won't be able to get there on time.

Tom zamanında hazırlanamayabilir.

I can't get ready in time.

Ben zamanında hazırlanamayacağım.

I won't be able to get ready in time.

Mary zamanında geldi.

Mary has arrived on time.

"Geldiler!" "Tam zamanında!"

"They've arrived!" "And none too soon!"

Zamanında hazır olabilirim.

I can be ready on time.

Neredeyse zamanında geldin.

You were almost in time.