Translation of "Aldı" in French

0.011 sec.

Examples of using "Aldı" in a sentence and their french translations:

- O intikam aldı.
- İntikâmını aldı.

Il s'est vengé.

- O intikam aldı.
- İntikam aldı.

Il a pris sa revanche.

- Zaman aldı.
- Bu zaman aldı.

Ça a pris du temps.

Duş aldı.

- Elle a pris une douche.
- Elle prit une douche.

Doktorasını aldı.

Il a obtenu son doctorat.

Zaman aldı.

Ça a pris du temps.

A aldı.

Elle a obtenu un A.

- Tom bir duş aldı.
- Tom duş aldı.

- Tom prit une douche.
- Tom s'est douché.
- Tom prenait sa douche.

Elbette zaman aldı --

Cela a pris du temps --

O kitabını aldı.

- Elle a pris son livre.
- Elle prit son livre.

O, topu aldı.

- Il a le ballon.
- Il a la balle.
- Il a eu la balle.
- Il a eu le ballon.

İşi istemeyerek aldı.

Il a accepté ce travail à contre-cœur.

Tom işi aldı.

Tom prit le poste.

O, işi aldı.

- Il eut le poste.
- Il a eu le poste.

O ahizeyi aldı.

Il a décroché le téléphone.

O tavuk aldı.

Elle a acheté du poulet.

Çiçekler satın aldı.

Il a acheté des fleurs.

Herkes pozisyonunu aldı.

Chacun se mit en position.

O kilo aldı.

Il a pris du poids.

Parayı kim aldı?

- Qui a pris l'argent ?
- Qui a emporté l'argent ?

O istediğini aldı.

- Il a obtenu ce qu'il voulait.
- Il obtint ce qu'il voulait.

O, istediğini aldı.

- Elle a obtenu ce qu'elle voulait.
- Elle obtint ce qu'elle voulait.

Biri yerimi aldı.

Quelqu'un a pris ma place.

Ekmek satın aldı.

Elle a acheté du pain.

Tom ekmek aldı.

Tom a acheté du pain.

Benimkini ödünç aldı.

- Elle a emprunté le mien.
- Elle a emprunté la mienne.

Onu işe aldı.

Il a renvoyé l'employé.

Tom soluk aldı.

Tom inspira.

Birisi şemsiyemi aldı.

Quelqu'un a pris mon parapluie.

Tom kilo aldı.

Tom a pris du poids.

Onlar ödül aldı.

- Ils ont reçu le prix.
- Elles ont reçu le prix.

Bu zaman aldı.

Ça a pris du temps.

O, telefonu aldı.

- Elle décrocha le téléphone.
- Elle a décroché le téléphone.

Tom onu aldı.

Tom l'a pris.

Tom paramı aldı.

Tom a pris mon argent.

Zeplin alev aldı.

Le zeppelin s'est enflammé.

Tom oyuncaklarını aldı.

Tom a ramassé ses jouets.

O, oyuncaklarını aldı.

Elle ramassa ses jouets.

Perde ateş aldı.

Le rideau prit feu.

O, kitabı aldı.

Il a ramassé le livre.

Baban terfi aldı.

- Ton père a été gratifié d'une promotion.
- Ton père a reçu une promotion.
- Votre père a été gratifié d'une promotion.

Çok alkış aldı.

Il fut très applaudi.

Herkes yerlerini aldı.

Tout le monde est en place.

Tom yemi aldı.

Tom a pris l'appât.

Biri eşyalarımı aldı.

Quelqu'un a pris mes affaires.

Tom rol aldı.

Tom a obtenu le rôle.

Anahtarlarımı kim aldı?

Qui a pris mes clés ?

Aşırı doz aldı.

Il a fait une overdose.

- Tom bir gazete aldı.
- Tom gazete satın aldı.

Tom a acheté un journal.

- Bu onların bir süresini aldı.
- Biraz zamanlarını aldı.

Ça leur a pris un moment.

- Birisi yanlışlıkla ayakkabımı aldı.
- Biri yanlışlıkla benim ayakkabılarımı aldı.

Quelqu'un a pris mes chaussures par erreur.

- Babam bana kitabı aldı.
- Babam bana kitap satın aldı.

Père a acheté le livre pour moi.

- O da sözlük aldı.
- O da sözlük satın aldı.

Elle a aussi acheté le dictionnaire.

- Yeni bir bilgisayar aldı.
- Yeni bir bilgisayar satın aldı.

Elle a acheté un nouvel ordinateur.

Taramasını aldı, tabii ki.

Évidemment, il a passé l'IRM.

Geçen yıl alev aldı.

elle a explosé l'année dernière.

Bulaşıcı bir hâl aldı.

C'est contagieux.

Dev havuzlar halini aldı.

Il forme d'énormes réservoirs.

Tom özel tedavi aldı.

Tom eut droit à un traitement de faveur.

O, zaten saatlerimi aldı.

Cela m'a déjà pris des heures.

El çantamı kim aldı?

Qui a pris mon sac à main ?

Taksi iki yolcu aldı.

- Le taxi prit deux passagers.
- Le taxi a pris deux passagers.

Film karışık eleştiriler aldı.

Le film a été accueilli de manière mitigée par la critique.

Kendine büyük evi aldı.

Elle dispose de la grande maison pour elle toute seule.

O, elbiseyi düşünmeden aldı.

Elle a acheté la robe par impulsion.

Cam vazolardan birini aldı.

Elle prit l'un des vases en verre.

O, harika sonuçlar aldı.

Il a obtenu de merveilleux résultats.

O, babasının intikamını aldı.

Il a vengé son père.

O, son nefesini aldı.

Il rendit son dernier soupir.

O bir taş aldı.

Il ramassa une pierre.

Önemli bir karar aldı.

Il a pris une importante décision.

Bir Honda satın aldı.

Il a acheté une Honda.

O, onu dikkatle aldı.

Il l'a ramassé avec précaution.

Resmi neredeyse bedavaya aldı.

Il acheta le tableau pour presque rien.

O bir şapka aldı.

Il a acheté un chapeau.

Bana bir saat aldı.

Il m'a acheté une montre.

O, birincilik ödülü aldı.

- Il obtint le premier prix.
- Il a obtenu le premier prix.
- Il a décroché le premier prix.
- Il décrocha le premier prix.

Dün birkaç sebze aldı.

Elle a acheté des légumes hier.

O yanlışlıkla zehir aldı.

Il a pris du poison par erreur.

O, odayı kendine aldı.

Il avait la chambre pour lui seul.

Tom bir duş aldı.

Tom prit une douche.

O, dükkânda ne aldı?

Qu'est-ce qu'elle a acheté dans ce magasin ?

O, hedefe nişan aldı.

- Elle visa la cible.
- Elle a visé la cible.

Bisikletlerin yerini arabalar aldı.

La voiture a remplacé la bicyclette.

O, bir taş aldı.

Elle ramassa une pierre.

Araba bisikletin yerini aldı.

- La voiture a remplacé le vélo.
- La voiture a remplacé la bicyclette.

O hangi arabayı aldı?

Il a pris quelle voiture ?

Kitabı ondan ödünç aldı.

- Elle lui a emprunté le livre.
- Elle lui emprunta le livre.

Kardeşim bir elektrogitar aldı.

Mon frère s'est acheté une guitare électrique.