Translation of "Fırsatın" in English

Şimdi senin fırsatın.

Now is your chance.

Çok fırsatın vardı.

You've had plenty of chances.

Fırsatın varken gitmeliydin.

- You should've left when you had the chance.
- You should have left when you had the chance.

Fırsatın varken beni öldürmeliydin.

- You should have killed me when you had the chance.
- You should've killed me when you had the chance.

Fırsatın kaçmasına izin verme.

Don't let the opportunity get away.

Bir fırsatın olduğunda beni ara.

Give me a call when you get a chance.

Tom'la konuşma fırsatın oldu mu?

Have you had a chance to talk to Tom yet?

Tom'la karşılaşma fırsatın olacağını sanmıyorum.

I don't think you're going to have the chance to meet Tom.

Fırsatın olsa Boston'a gider misin?

Would you go to Boston if you had the chance to?

Fırsatın olursa Boston'a gider misin?

Would you go to Boston if you had the chance?

Tom'dan özür dileme fırsatın oldu mu?

Did you have a chance to apologize to Tom?

Kendini açıklamak için bol fırsatın olacak.

You'll have plenty of opportunity to explain yourself.

Tom'la konuşmak için fırsatın oldu mu?

Did you get a chance to talk with Tom?

Bu fırsatın kayıp gitmesine izin verme!

Don't let this opportunity slip away!

Her gün onunla karşılaşma fırsatın olmaz.

It's not every day you get an opportunity to meet him.

Tom'la tanışma fırsatın olmadığı için üzgünüm.

- I'm sorry you didn't get a chance to meet Tom.
- I'm sorry that you didn't get a chance to meet Tom.

Artık onu yapmak için bir fırsatın var.

Now you have an opportunity to do it.

Böylesine iyi bir fırsatın kaçmasına izin verme.

Don't let such a good opportunity go by.

Böyle iyi bir fırsatın boşa gitmesine izin verme.

Don't let such a good opportunity go to waste.

Fırsatın olduğunda caddenin aşağısındaki yeni restoranı gözden geçir.

When you get a chance, check out the new restaurant down the street.

- Bu fırsatın kaçmasına izin vermeyin.
- Bu fırsatı kaçırmayın.

Don't let this chance slip by.

Lütfen Boston'a geri gel ve fırsatın olduğunda bizi ziyaret et.

Please come back to Boston and visit us whenever you have a chance.