Translation of "Sanmıyorum" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Sanmıyorum" in a sentence and their japanese translations:

Üzgünüm, yapabileceğimi sanmıyorum.

ごめん。出来るとは思えないよ。

Yağmur yağacağını sanmıyorum.

雨にはならないと思う。

Fransızca konuşabileceğini sanmıyorum.

彼女はフランス語を話すことができないと思う。

Onunla geçinebileceğimi sanmıyorum.

彼とうまくやっていく自信がない。

Cevabı bildiğimi sanmıyorum.

解答が知らないと思う。

Tom'un umursayacağını sanmıyorum.

トムが気にするとは思えない。

Onun geleceğini sanmıyorum.

彼は来ないと思う。

Ben, güneşli olacağını sanmıyorum.

晴れにならないと思う。

Hayır, öyle olduğunu sanmıyorum.

そうは思えないねえ。

Onun evde olduğunu sanmıyorum.

彼女は家にいると思いません。

Onun evet diyeceğini sanmıyorum.

彼はイエスといわないと思う。

Onun mutlu olduğunu sanmıyorum.

彼女は幸せでないと思う。

Onun onu yapabileceğini sanmıyorum.

彼はそれができないと思う。

Onun haklı olduğunu sanmıyorum.

- 私は彼が正しいとは思いません。
- 彼が正しいとは私は思わない。

Onun samimi olduğunu sanmıyorum.

彼が誠実だとは思わない。

Bunun eğlenceli olduğunu sanmıyorum.

これが面白いとは思わない。

Tom'un bencil olduğunu sanmıyorum.

トムが自分勝手だとは思わない。

Onun dürüst olduğunu sanmıyorum.

彼が正直だとは思わない。

Yarın yağmur yağacağını sanmıyorum.

- 明日雨は降らないと思うよ。
- 明日は雨が降らないと思う。

Beşe kadar döneceğini sanmıyorum.

私は、彼女が5時までに戻らないと思う。

Tom'un Mary'yi sevdiğini sanmıyorum.

トムはメアリーのこと好きじゃないと思うよ。

Tom'un bunu yaptığını sanmıyorum.

トムはこれやってないと思うんだけどな。

Tom'un müsait olduğunu sanmıyorum.

トムは手が空いてないと思うよ。

Onun gerçekçi olduğunu sanmıyorum.

- 彼の言うことは本当ではないと思う。
- 彼が誠実だとは思わない。
- 彼が正直だとは思わない。

Bu sınavdan geçeceğimi sanmıyorum.

この試験に受かるとは思えない。

Bunun tuhaf olduğunu sanmıyorum.

私はそれが奇妙だとは思いません。

Senin deli olduğunu sanmıyorum.

あなたがおかしいとは思わない。

Hayır, havanın açacağını sanmıyorum.

いいえ、晴れないと思います。

Tom'un bunu kullanacağını sanmıyorum.

トムがこれを使うとは思えない。

Onu yapman gerektiğini sanmıyorum.

私はあなたがそれをやるべきでないと思う。

Ben gitmek istediğimi sanmıyorum.

私は行きたいとは思いません。

Tom'un skandala karıştığını sanmıyorum.

トムはその不祥事に関わってなかったと思うんだけど。

Bunun garip olduğunu sanmıyorum.

私はそれが奇妙だとは思いません。

Tom'un bunu söylediğini sanmıyorum.

トムはそんなこと言ってないと思うよ。

Tom'un başarılı olacağını sanmıyorum.

トムは成功しないと思うんだよ。

Fransızcanın zor olduğunu sanmıyorum.

フランス語は難しくないと思うんだけどな。

Bunun beni etkileyeceğini sanmıyorum.

私には影響ないと思う。

- Öyle olduğunu sanmıyorum.
- Öyle düşünmüyorum.

- 私はそう思わない。
- 私はそうは思いません。
- ないと思うけど。
- そうは思いません。
- そう思いませんよ。
- そんなことないと思うよ。
- そうは思わないけど。

Televizyonun kitapların yerini alacağını sanmıyorum.

テレビが書物にとって変わるなどということは決してないと思う。

Ama babamın yapmamı istediğini sanmıyorum.

でもよー、オラのおとうさんは良い気しねーよ、きっと。

Beni görmeye geleceğini hiç sanmıyorum.

彼女が私に会いに来るかどうかは疑わしい。

Onun tekliflerinin fazla olduğunu sanmıyorum.

彼の提案は、結局たいしたものにはならないと思う。

İşimi başka birinin yapabileceğini sanmıyorum.

- 他人には私の仕事はできないでしょうに。
- 他人には私のやっている仕事はできないだろう。
- 他の人には私のやっている仕事はできないだろうに。
- ほかの人は私のやっていることが出来ないだろう。

Onun çok umurunda olduğunu sanmıyorum.

彼女はあまり気にかけていないと思う。

Televizyonun, kitapların yerini alacağını sanmıyorum.

私はテレビが本にとって代わるとは思えない。

Ben hiç tuhaf olduğunu sanmıyorum.

全然変だと思わないんだけど。

Bunun garip olduğunu hiç sanmıyorum.

全然変だと思わないんです。

Tom'un bu yeri seveceğini sanmıyorum.

トムがここを気に入るとは思えない。

Tom'un Mary'yi çok sevdiğini sanmıyorum.

トムがメアリーを大好きだとは、僕は思わないよ。

O hikayenin gerçek olduğunu sanmıyorum.

その物語は本当だと思わない。

Bu mürekkep lekelerinin çıkacağını sanmıyorum.

このインクのしみは取れないと思う。

Onların planının başarılı olacağını sanmıyorum.

彼らの計画はうまくいかないと思う。

Gerçekten buna ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum.

本当にこれは必要だと思わない。

Bir istisna yapılması gerektiğini sanmıyorum.

例外は作るべきではないと思います。

Bacağım uyuşmuş. Hemen kalkabileceğimi sanmıyorum.

足がしびれちゃって、すぐに立てそうにないよ。

Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.

いたがここからはムリだ

Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.

いたがここからはムリだ

Daha çok öğrencinin gelmek istediğini sanmıyorum.

- 学生達の中で来たいと思う者はもうこれ以上はいないと思う。
- 来たいと思う生徒はもうこれ以上いないと思う。

Şehir hayatının bana göre olduğunu sanmıyorum.

- わたしは都会の生活には生まれつき向いていないと思う。
- 私は都会での生活に向いていないと思う。
- 僕は都会の生活向きに出来ていないと思う。

Ben şu atlardan birinin kazanacağını sanmıyorum.

その馬はどれも勝ちそうには見えない。

Onun konu ile ilgisi olduğunu sanmıyorum.

彼はこのことには関係ないと思う。

Onun iş için uygun olduğunu sanmıyorum.

- 彼女はその仕事に適していないと思う。
- 彼女がその仕事に適しているとは思わない。

"O geliyor mu?" "Onun geldiğini sanmıyorum."

「彼は来ますか」「来ないと思います」

Tom bu skandala dahil olduğunu sanmıyorum.

トムはそのスキャンダルに関与していないと思う。

Evin umduğumuz kadar büyük olduğunu sanmıyorum.

その家は私たちが望んでいたほど大きくないと思う。

Tom'dan nefret eden biri olduğunu sanmıyorum.

トムのこと嫌いな人なんていないと思う。

Onun akıllıca bir karar olduğunu sanmıyorum.

それは賢い決定ではなかったと私は思います。

Bu öğleden sonra yağmur yağacağını sanmıyorum.

今日の午後雨は降らないと思う。

Onu tanımıyorum ve tanımak istediğimi sanmıyorum.

私は彼女を知らないしまた知りたいとも思わない。

Bunun o kadar basit olduğunu sanmıyorum.

そんなに簡単じゃないと思う。

Senin için gerçekten önemli olduğumu sanmıyorum.

私のことなんかあなたにはどうでもいいんでしょう。

Erkek arkadaşımın ve benim barışacağımızı sanmıyorum.

私とボーイフレンドはもう仲直りしないだろう。

O işi nasıl yapacağını bileceğini sanmıyorum.

彼はその仕事のやり方を知っていないと思う。

Uzun zamandır o kelimeyi duyduğumu sanmıyorum.

その言葉久しぶりに聞いた気がします。

Bildiğim kadarıyla onun doğru olduğunu sanmıyorum.

私としては、それは真実でないと思います。

Bunun artık bir sorun olduğunu sanmıyorum.

それはもう問題がないと思う。

Senin onun duyma yeteneğini yükseltebileceğini sanmıyorum.

あいつは君の言い訳には耳を貸さないと思うよ。

Ben bunun bir sorun olduğunu sanmıyorum.

それは問題ないと思うんだよね。

Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.

これはいい考えではないと思う。

Ben onun hiç garip olduğunu sanmıyorum.

- 全然変だと思いません。
- 全然変だと思いませんよ。
- 全然変だと思わないですよ。
- 全然変だと思わないんです。

Giants'ların bu yıl şampiyon olacağını sanmıyorum.

今年は巨人が優勝しないと思うよ。

Tom ve Mary'nin nişanlı olduğunu sanmıyorum.

トムとメアリーは婚約してないと思うんだ。

Tom'un böyle bir şey yapacağını sanmıyorum.

トムはそんな悪いことしないと思うよ。

Bizi yakalayıp öğle yemeğinde yemek istediğini sanmıyorum.

狩られて食われるような 感じはなかった

Öfkemi daha fazla kontrol altına alabileceğimi sanmıyorum.

もうこれ以上怒りを押さえておくことはできそうもない。

Fakir olmanın utanılacak bir şey olduğunu sanmıyorum.

- 貧しいことは恥ずかしいことではないと私は思います。
- 貧しいことは恥ずかしいことではないと思います。

Onu görmenin senin için iyi olacağını sanmıyorum.

彼とつきあうのは君にとってマイナスだ。

Bu eski arabanın tepenin zirvesine gideceğini sanmıyorum.

この古い車が丘の頂上までうまく登っていけるとは思わない。

Bu gömleğin kırmızı bir kravatla uyacağını sanmıyorum.

このシャツに赤いタイは合わないと思う。

- Onu yapmamız gerektiğini sanmıyorum.
- Bence bunu yapmamalıyız.

- そうするべきではないと思う。
- それはしない方がいいと思います。

Bu gömleğin o kırmızı kravatla uyacağını sanmıyorum.

このシャツはその赤いネクタイとは合わないと思うわ。

Bunun çok iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.

私は、これはあまり良い考えではないと思います。

Birçok insanın aylığından tatmin olduğunu söyleyebileceğini sanmıyorum.

自分の給料に満足していると言える人はそうそういないのではないだろうか。