Translation of "Sanmıyorum" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Sanmıyorum" in a sentence and their arabic translations:

Hiç sanmıyorum.

لا أعتقد ذلك.

Üzgünüm, yapabileceğimi sanmıyorum.

أعتذر، لا أعتقد أنني سأكون قادراً على ذلك.

Onun geleceğini sanmıyorum.

لا أظن أنه آتٍ.

Onu yapabileceğini sanmıyorum.

لا أظنك قادرا على فعل ذلك.

Yarın yağmur yağacağını sanmıyorum.

لا أعتقد أنها ستمطر غدا.

Ben sensiz yaşayabileceğimi sanmıyorum.

لا أعتقد أنني يمكن أن أعيش بدونك.

Onun doğru olduğunu sanmıyorum.

أشكّ في صحة ذلك.

- Tom'un onu yapmak isteyeceğini sanmıyorum.
- Tom'un bunu yapmak isteyeceğini sanmıyorum.

لا أظنّن توم يريد فعل ذلك.

- Öyle olduğunu sanmıyorum.
- Öyle düşünmüyorum.

لا أظن ذلك.

Hâlâ bunun adil olduğunu sanmıyorum.

لازلت غير مقتنعا بعدالة ذلك.

Herhangi birinin onu yapabileceğini sanmıyorum.

أشك في أن يستطيع أحد فعل ذلك.

- Tom'un onu nasıl yapacağını bildiğini sanmıyorum.
- Tom'un onun nasıl yapılacağını bildiğini sanmıyorum.

لا أظنّن توم يعرف كيفيّة فعل ذلك.

Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.

‫رأيت "بير"، ولكن لا أظنني ‬ ‫أستطيع الوصول له من هنا.‬

Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.

‫رأيت "بير"، ولكن لا أظنني ‬ ‫أستطيع الوصول له من هنا.‬

"O geliyor mu?" "Onun geldiğini sanmıyorum."

"هل هو قادم؟"، "لا أظن أنه سيأتي."

Bu sorunu kendi başımıza çözebileceğimizi sanmıyorum.

لا أعتقد أننا سنستطيع أن نحل هذه المشكلة بأنفسنا.

Bu öğleden sonra yağmur yağacağını sanmıyorum.

لا أظن أنها ستمطر بعد الظهر.

Bunu yapabilecek kadar vaktimiz olduğunu sanmıyorum.

لا اعتقد اننا نملك الوقت الكافي لفعل ذلك.

Bir ayıdan daha hızlı koşabileceğinizi hiç sanmıyorum.

أنا حقاً لا أظن أنه بإمكانك أن تسبق دُبّاً.

Bizi yakalayıp öğle yemeğinde yemek istediğini sanmıyorum.

‫لا أظن أنه كان سيصيدني بمعنى‬ ‫أنه سيتناولني كوجبة خفيفة.‬

Birçok insanın aylığından tatmin olduğunu söyleyebileceğini sanmıyorum.

لا أعتقد أن الكثير من الناس راضين برواتبهم.

Erkeklerin intiharı düşünmesinde yanlış bir şey olduğunu sanmıyorum.

لا أعتقد أن هناك شيء خاطئ بشأن ميول الرجال للانتحار.

Geri tırmanmanın, o kadar da kolay olacağını sanmıyorum.

‫لست واثقاً من مدى سهولة‬ ‫التسلق خارجاً.‬

O güzel ama yatakta çok iyi olduğunu sanmıyorum.

انه جميل لكن لا اظن انه يكون مناسب للسرير

Jamal'den sonra onun başka bir erkek arkadaşı olduğunu sanmıyorum.

لا أعتقد أنه كان لديها صديق آخر بعد أن فارقت جمال.

Amerika'nın Irak'ta ne yaptığına dair herhangi bir fikri olduğunu sanmıyorum.

فلم يكن للولايات المتحدة فكرة ماذا تفعل في العراق بعد 2003