Translation of "Edilemeyen" in English

0.003 sec.

Examples of using "Edilemeyen" in a sentence and their english translations:

Onun telaffuz edilemeyen bir adı vardır.

He has an unpronounceable name.

Hayat iki kez seyahat edilemeyen tek yoldur.

Life is the only road that can't be traveled twice.

Buradaki fahişeler tedavi edilemeyen bir frengi formuna sahip.

The prostitutes here have an incurable form of syphilis.

Bu dünyada sadece kelime şeklinde ifade edilemeyen şeyler vardır.

There are things in this world which simply cannot be expressed in the form of words.

Sami, Leyla'yı öldürmek için tespit edilemeyen bir zehir kullandı.

Sami used an undetectable poison to kill Layla.

Sağlıklı kalmanın tek yolu telaffuz edilemeyen maddelerden yapılmış bir yiyeceği yemekten kaçınmaktır.

I heard that one way to stay healthy is to avoid eating any food with unpronounceable ingredients.

Her dilde kelimenin tam anlamıyla tercüme edilemeyen, sözler, ifadeler, deyimler ve atasözleri vardır.

There are sayings, phrases, idioms and proverbs in every language which can not be translated literally.

Hükümet edilemeyen yerlerde kontrol, silahlı milis grupların eline geçti ve toplum, ayrışmaya başladı.

Without a government, armed militias took control of Iraq, splintering the population.

Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.

We want to bring language tools to the next level. We want to see innovation in the language learning landscape. And this cannot happen without open language resources which cannot be built without a community which cannot contribute without efficient platforms.