Translation of "Değerlendirmek" in English

0.006 sec.

Examples of using "Değerlendirmek" in a sentence and their english translations:

Paramızı değerlendirmek istiyoruz.

We want to put our money to good use.

Onun yeteneğini değerlendirmek zordur.

It's difficult to evaluate his ability.

Öğretmen tüm öğrencileri değerlendirmek zorunda kaldı.

The teacher had to evaluate all the students.

Polis soygun olasılığını değerlendirmek zorunda kaldı.

Police had to consider the possibility of a robbery.

Garantilemek amacıyla her fırsatı değerlendirmek için kullanır.

to ensure that you, the audience, are moving in the same direction.

Tom sonuçları değerlendirmek için biraz zaman istedi.

Tom took a moment to consider the consequences.

Küçük evimizi en iyi şekilde değerlendirmek zorunda kaldık.

We had to make the best of our small house.

Takım verimliliğini değerlendirmek için standart takım anket ölçeği kullandım

I used a standard team survey measure to asses the team effectiveness,

Koç'un onun saha performansını değerlendirmek için her oyuncuyla bire bir görüşmesi vardı.

The coach had a one-on-one discussion with each player to evaluate his performance on the field.

- Başkalarının niyet ve fiillerini yanlış değerlendirmek çok kolaydır.
- Başkalarının niyet ve hareketlerini yorumlamakta yanlışa düşmek kolaydır.

It's easy to misinterpret the actions and intentions of others.