Translation of "Soygun" in English

0.005 sec.

Examples of using "Soygun" in a sentence and their english translations:

Soygun suçlamasıyla hapisteydi.

He was in prison on a charge of robbery.

Bu bir soygun.

It's stealing.

Silahlı soygun nedir?

What's the holdup?

Soygun ustalıkla planlandı.

The heist was expertly planned.

Bir soygun planlıyoruz.

We're planning a robbery.

İki soygun ilişkiliydi.

The two robberies were related.

Soygun ne zaman oldu?

When did the robbery happen?

O bir soygun muydu?

Was it a robbery?

Soygun, güvenlik kamerasına yakalandı.

The robbery was caught on a security camera.

Tom soygun hakkında biliyordu.

Tom knew about the robbery.

Çete bir soygun planlıyordu.

The gang was planning a robbery.

Bu bir soygun değildi.

It wasn't a burglary.

Sami soygun için hapsedildi.

Sami was incarcerated for robbery.

O soygun nedeniyle hapse gönderildi.

He was sent to jail for the robbery.

Tom'un soygun ile ilgisi yoktu.

Tom had nothing to do with the robbery.

Cinayet ve soygun suç eylemleridir.

Murder and robbery are criminal acts.

O, soygun için hapse atıldı.

He was thrown in prison for robbery.

Mağazanın sahibi soygun sırasında öldürüldü.

The owner of the store was killed during the robbery.

Tom silahlı soygun için yargılandı.

Tom stood trial for armed robbery.

Tom silahlı soygun ile suçlandı.

Tom was charged with armed robbery.

Onun bir soygun gibi görünmesini istiyorum.

I want it to look like a robbery.

Boston bölgesinde bir dizi soygun olmuş.

There's been a series of robberies in the Boston area.

Tom Mary ile soygun hakkında konuştu.

Tom talked to Mary about the robbery.

Tom silahlı soygun için cezasını doldurdu.

Tom did time for armed robbery.

Fadıl ve Leyla bir soygun planladılar.

Fadil and Layla set up a robbery.

Polis soygun olasılığını değerlendirmek zorunda kaldı.

Police had to consider the possibility of a robbery.

Sami ve Leyla bir soygun tasarladılar.

Sami and Layla set up a robbery.

- Leyla başka bir soygun yapma kararı aldı.
- Leyla bir soygun daha yapmaya karar verdi.

Layla decided to do another robbery.

Tom soygun hakkında bir şey bildiğini reddetti.

Tom denied knowing anything about the robbery.

Tom soygun hakkında bir şey bilmediğini söyledi.

- Tom said he didn't know anything about the robbery.
- Tom said that he didn't know anything about the robbery.

Sami cinayetin bir soygun gibi görünmesini istedi.

Sami wanted the murder to look like a robbery.

Sami silahlı soygun nedeniyle şu an hapiste.

Sami is currently in jail for armed burglary.

Fadıl erkek kardeşini çağırdı ve bir soygun planladılar.

Fadil called his brother and they planned a robbery.

Fadıl'ın kurduğu soygun beş kişinin vurulmasına neden oldu.

The robbery that Fadil set up led to five men being shot.

Sami erkek kardeşini çağırdı ve bir soygun planladılar.

Sami called his brother and they planned a robbery.

Sami'nin kurduğu soygun beş kişinin vurulmasına neden oldu.

The robbery that Sami set up led to five men being shot.

Hile hurda soygun üç kağıt gibi şeyler oluyor mu

do things like trick scrap robbery three papers

Bu, şimdiye kadarki en büyük soygun alemlerinden birinin başlangıcıydı.

It was the start of one of the greatest robbing sprees of all time.

Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.

The police arrested a suspect in connection with the robbery.

Tom'un plakası çalınıp, soygun için dükkana dalan arabada kullanılmış.

Tom's number plates were stolen and used in a ram raid.

- Soygun amaçlı birçok saldırı bildirilmiyor.
- Birçok gasp olayı bildirilmiyor.

Many muggings go unreported.

Eğer öldürmen gerekiyorsa bir fili öldür ve eğer bir soygun yapman gerekiyorsa bir hazine soy.

If you must kill, kill an elephant and if you must rob, rob a treasury.

- Ne! Bu tişört 3000 yen mi? Bu bir soygun!
- Ne! Bu tişört 3000 yen mi? Kazık bu!

What! This T-shirt is 3,000 yen? This is a rip-off!