Translation of "öğrencileri" in English

- Öğrencileri telaşlandırmak istemedim.
- Öğrencileri alarma geçirmek istemedim.

I didn't want to alarm the students.

Öğretmenler öğrencileri selamladılar.

The teachers greeted the children.

Bu öğrencileri tanıyorum.

I know these students.

Öğrencileri çalıştırmayı seviyorum.

I like to make the students work.

Bu, öğrencileri içermiyor.

This does not apply to students.

- Sorbonne öğrencileri kafede buluştular.
- Sorbonne öğrencileri kafelerde buluşurlar.

The Sorbonne students meet in the cafés.

Öğretmen öğrencileri tarafından çevriliydi.

The teacher was surrounded by her students.

Öğrenci salonu öğrencileri yararınadır.

The student hall is for benefit of the students.

Öğrencileri onu çok severdi.

His students adored him.

Öğretmen salonda öğrencileri topladı.

The teacher assembled the students in the hall.

Öğrencileri odanın içine çağırdı.

She called the students into the room.

Onun öğrencileri çok çalışıyor.

Her students study too much.

Profesör, öğrencileri tarafından eleştirildi.

The professor was criticized by the students.

O, öğrencileri tarafından sevilir.

He is well liked by his students.

O öğrencileri tarafından sevilir.

She is well liked by her students.

Tom öğrencileri ile popüler.

Tom is popular with the students.

Bu okulun öğrencileri samimi.

The students of this school are friendly.

Bu okulun öğrencileri naziktir.

The students of this school are kind.

Öğretmen yeni öğrencileri karşıladı.

The teacher welcomed the new students.

Gök gürültüsü öğrencileri korkuttu.

The thunder frightened the students.

O, öğrencileri odadan kovdu.

He expelled the students from the room.

Lise öğrencileri kabul edilir.

High school students are welcome.

Öğretmen öğrencileri gruplara ayırdı.

The teacher split the students into groups.

- Öğretmenimiz her zaman bayan öğrencileri kayırıyor.
- Öğretmenimiz hep kız öğrencileri kayırıyor.

Our teacher always favours female pupils.

Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.

The teacher scolded his students severely.

Öğrencileri tarafından saygı görmek istiyordu.

He wanted to be respected by the students.

Bu öğretmen öğrencileri tarafından sevilirdi.

This teacher was well liked by his students.

Bu öğrencileri düşündüğümde başım ağrıyor.

When I think about those students, it gives me a headache.

Tom öğrencileri arasında çok popüler.

Tom is very popular among the students.

Tom öğrencileri ile gurur duyuyor.

Tom is proud of his students.

Tom onun öğrencileri tarafından sevilir.

Tom is well liked by his students.

Profesör, sınıfta öğrencileri uyurken yakaladı.

The teacher caught the student sleeping in class.

Öğretmen öğrencileri alfabetik sırayla çağırdı.

The teacher called the students in alphabetical order.

Onlar gibi öğrencileri kabul ederiz.

We accept students like them.

Onun gibi öğrencileri kabul ederler.

They accept students like him.

Lise öğrencileri sınıfta eğitim görüyorlar.

The high school students are studying in the classroom.

O okuldaki bazı öğrencileri tanıyorum.

I know some students in that school.

Eğitim sistemi, öğrencileri robota dönüştürüyor.

The education system is turning students into robots.

ABD'deki üniversiteler ve liseler öğrencileri aldılar,

universities and high schools around the US took in students

öğrencileri matematikte aynı hızla hareket ettiriyoruz.

we move students through mathematics in a lockstep process.

Ve diğer üç haftada öğrencileri ödüllendiriyoruz.

and the other three weeks, we're rewarding the students.

Öğretmen tüm öğrencileri değerlendirmek zorunda kaldı.

The teacher had to evaluate all the students.

Bay Smith bütün öğrencileri tarafından sevilir.

Mr. Smith is liked by all his students.

Bütün öğrencileri gerçekten kitap okumayı sever.

All her students really love to read books.

Öğretmen öğrencileri ile çok sabırlı olmalıdır.

The teacher should be very patient with her students.

Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.

Praise stimulates students to work hard.

Onlar Tom gibi öğrencileri kabul ediyorlar.

They accept students like Tom.

Soru soran öğrencileri sevmeyen öğretmenleri sevmiyorum.

I don't like teachers who dislike students that ask questions.

Öğretmenin öğrencileri üzerinde hiçbir yetkisi yoktur.

The teacher has no authority over her students.

Tom kendinden küçük öğrencileri ezmeyi sever.

Tom loves to bully younger students.

İyi bir öğretmen, öğrencileri için sabırlı olmalı.

A good teacher must be patient with his pupils.

Değişim öğrencileri bu kulübe katılabiliyor mu acaba?

I wonder if exchange students can join this club.

Bu okulun öğrencileri ders kitaplarını ücretsiz alabilirler.

The students of this school can get textbooks for free.

Bu, lise öğrencileri için iyi bir sözlük.

This is a good dictionary for high school students.

Bu tarih kitabı lise öğrencileri için yazılmıştır.

- This history book is written for high school students.
- This history textbook is intended for high school students.

Bu kitap fen öğrencileri için çok değerli.

This book is of great value to students of science.

Tüm birinci sınıf öğrencileri Fransızca öğrenmek zorunda.

All freshmen have to study French.

Bütün Japon lise öğrencileri üniforma giyiyor mu?

Do all Japanese high school students wear uniforms?

Genelde lise öğrencileri üniversite öğrencilerinden daha çok çalışırlar.

Generally speaking, high school students study harder than college students.

Yeni okul öğrencileri ile geçinmek zor gibi görünüyor

It seems to be difficult for her to get along with students in the new school.

Bazı öğrencileri ona hayrandı, diğerleri ise onu küçümsüyordu.

Some of his students admired him, and others despised him.

Japon lise öğrencileri yılda 35 hafta okula gider.

Japanese high school students go to school 35 weeks a year.

Onun öğrencileri onun arkasından onun hakkında kötü konuşuyor.

His students speak badly about him behind his back.

Bu Tarih ders kitabı lise öğrencileri için tasarlanmış.

This history textbook is intended for high school students.

Genel olarak konuşulursa, bu sınıfın öğrencileri çok iyi.

Generally speaking, the students of this class are very good.

Anlık şehriyeler üniversite öğrencileri arasında temel bir yemektir.

Instant noodles are a staple among college students.

Erasmus öğrencileri genellikle aynı ülkeden başka öğrencilerle kalırlar.

Erasmus students often stick with other students from the same country.

Japon öğrencileri genellikle öğle yemeği için ne yer?

What do Japanese students usually eat for lunch?

Otobüs şoförü öğrencileri başlarını pencereden dışarı çıkarmamaları için uyardı.

- The bus driver told the pupils to keep their heads inside the bus.
- The bus driver warned the pupils not to stick their heads out the window.

Edatlar yabancı dil öğrencileri için genellikle sorunlara neden olurlar.

Prepositions generally cause problems for foreign language students.

İlk kez öğretmeni taklit ettim ve tüm öğrencileri güldürdüm.

It was the first time I mimed the teacher and I made all the students laugh.

Okuldan sonra öğrencileri sınıfı temizlerken görmek beni çok şaşırttı.

I was very surprised to see students cleaning their classroom after school.

Öğretmen işini kaybetti çünkü hata yapan öğrencileri acımasızca azarladı.

The teacher lost his job because he cruelly berated students who made mistakes.

Tom ve Mary her ikisi de hâlâ lise öğrencileri.

- Both Tom and Mary are still high school students.
- Tom and Mary are both still high school students.

Tom ve Mary ikisi de lise öğrencileri, değil mi?

Tom and Mary are both high school students, aren't they?

Bu programla kırsal, ücra, ulaşılması zor dağlık yerleşimlerde yaşayan öğrencileri

who are in rural, remote, hard to reach mountainous communities,

Okul ve üniversite öğrencileri arasındaki örf ve adet nikahlı evliliklerin

students increased dramatically during The past two years amounted to

1960'larda, Japon üniversite öğrencileri kendi hükümetlerine karşı gösteri düzenlediler.

In the 1960's, Japanese college students demonstrated against their government.

Birçok lise öğrencileri çizgi roman okumak için kitap mağazalarında gezinirler.

Many high school students hang around at book stores reading comics.

Onlar üniversite öğrencileri iken Tom ilk olarak Mary ile tanıştı.

Tom first met Mary when they were college students.

Tom onlara uçak kazasından bahsetmek için öğrencileri odaya geri çağırdı.

Tom called the students back into the room to tell them about the plane crash.

Tom ve ben üniversite öğrencileri iken genelde birbirimizle Fransızca konuştuk.

Tom and I usually talked to each other in French when we were college students.

1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı yapılan gösteriler vardı.

There were demonstrations against the government by Japanese university students in the 1960's.

Birinci sınıf öğrencileri kompozisyon yazdıklarında, kelimeler arasında boşluklar bırakmaları gerekmiyor mu?

When first year students write compositions, shouldn't they leave spaces between words?

Esas dersane öğretmenleri, öğrencileri ile temas kurmak için her türlü çabayı göstermelidir.

Homeroom teachers should make every effort to keep in touch with their students.

Tom iyi bir öğretmen olmalı. Onun bütün öğrencileri ondan hoşlanıyor gibi görünüyor.

Tom must be a good teacher. All of his students seem to like him.

Sınıfta aşikar bir şekilde sigara içen lise öğrencileri ve onları uyaramayan öğretmenler cezalandırılacak.

High school students who flagrantly smoke in class and the teachers who can't caution them will be punished.

Tom geçen yılın ders planlarını benimsedi böylece onları bu yılın daha düşük seviyeli öğrencileri için kullanabildi.

Tom adapted last year's lesson plans so he could use them with this year's lower level students.

Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.

Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.