Translation of "Büyükannemin" in English

0.004 sec.

Examples of using "Büyükannemin" in a sentence and their english translations:

Ama büyükannemin

But as I sat witness to my grandmother's life

İşte büyükannemin protezleri.

Here are my grandmother's dentures.

Büyükannemin ayakkabıları eski.

My grandmother's shoes are old.

Bu tarif büyükannemin.

This recipe is my grandmother's.

Büyükannemin yaşamının son günlerinde

In the last few days of her life,

Şimdiden büyükannemin yüzünü unutuyorum.

I am already forgetting my grandmother's face.

Büyükannemin bir resmini asıyorum.

I am hanging up a picture of my grandmother.

Onlar benim büyükannemin protezleri.

Those are my grandmother's dentures.

Büyükannemin her zaman söylediği gibi:

and as Grandma always used to say,

Ben büyükannemin evini ziyaret ettim.

I visited my grandmother's house.

Büyükannemin cildi kağıt gibi görünüyordu.

My grandma's skin seemed like paper.

Büyükannemin bir sürü eşarbı var.

My grandmother owns many scarves.

Büyükannemin zayıf bir kalbi var.

My Grandmother has a weak heart.

Büyükannemin hep söylediği bir söze geliyoruz.

it comes down to something my grandma always used to say.

Büyükannemin eski saati yıllardır çekmecede duruyordu.

My grandmother's old watch has been lying in the drawer for years.

Çocukluğumdan beri büyükannemin evinde yemek yemedim.

I haven't eaten at my grandmother's house since I was a kid.

Büyükannemin bir ikiz erkek kardeşi vardır.

My grandmother has a twin brother.

- Bu tarif büyükannemin.
- Bu tarif ninemin.

- This recipe is my grandmother's.
- This is my grandmother's recipe.

Büyükannemin kurabiyesi için bir tarife bulduk.

We found a recipe for grandma's cookies .

Büyük büyükannemin tek bir resmine sahibim.

I have only one picture of great-grandmother.

- Büyükannemin işitmesi her zamankinden daha iyi.
- Büyükannemin işitmesi daha önce hiç olmadığı kadar iyi.

My grandma's hearing is better than ever before.

"Bunlar kimin inekleri?" "Onlar benim büyükannemin inekleri."

"Whose cows are these?" "They are my grandmother's."

Bu ev büyükannemin ama yakında benim olacak.

This house is my grandmother's, but soon it will be mine.

- Büyükannemin bir ikizi var.
- Anneannemin bir ikizi var.

My grandma has a twin.

- Bu büyükannemin bir resmi.
- Anneannemin bir resmi bu.

This is a picture of my grandmother.

Ben sadece büyük büyükannemin sadece bir resmine sahibim.

I only have one picture of great-grandmother.

Ama büyükannemin sözlerini hatırlamaya devam ediyordum, her zaman şöyle derdi:

But the words of my grandmother kept coming back to me, she was always to say:

- Büyükannemin yüzünü tam olarak hatırlamıyorum.
- Anneannemin yüzünü çok net anımsamıyorum.

I don't remember my grandmother's face accurately.

- Duvarımda büyükannemin bir resmi asılı.
- Duvarımda anneannemin bir fotoğrafı asılıdır.

- I am hanging up a picture of my grandmother.
- I'm hanging a picture of my grandmother on the wall.

- Ben büyükannemin evini ziyaret ettim.
- Ben ninemin evini ziyaret ettim.

I visited my grandmother's house.

- Büyükannemin hâlâ hayatta olmasını isterdim.
- Keşke anneannem hâlâ sağ olsaydı.

I wish that my grandmother were still alive.

- Büyükannemin hemşiresi çok nazik.
- Anneannemin bakıcısı çok naziktir.
- Babaannemin bakıcısı çok kibardır.

My grandmother's nurse is very kind.

- Büyükbüyükbüyükannemiz ablam doğduktan sonraki gün ölmüş.
- Büyükannemin büyükannesi ablamın doğumundan bir gün sonra vefat etmiş.

Our great-great-grandmother died the day after my elder sister was born.