Translation of "Gibi" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Gibi" in a sentence and their arabic translations:

gibi

مثل

gibi.

مثل.

Skype gibi Facetime gibi Whatsapp görüntülü görüşme gibi

مثل Skype ، Facetime ، مكالمة فيديو Whatsapp

Şaka gibi, inanılır gibi değil.

مزحة، لا يعقل هذا.

Bunun gibi.

مثل هذه القصة.

Şey gibi...

‫الأمر أشبه بـ...‬

Tükürük gibi.

مثل قطرات البصاق

"Grip gibi."

"يبدو كثيراً مثل الإنفلونزا"

"Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım."

"أطفو كالفراشة والدغ كالنحلة"

Bir gemi gibi kayık gibi aynı

نفس القارب مثل القارب

- Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
- Gitmeyecekler gibi geliyor.

يبدو كأنهم لن يغادروا.

- Kendi evinizde gibi davranın.
- Kendi evinizdeymiş gibi davranın.
- Evindeymişsin gibi davran.

خذ راحتك.

Konut güvensizliği gibi çökmüş göç sistemi gibi

مثل عدم توفير المساكن وأنظمة الهجرة المنهارة،

- Sanki sarhoş gibi görünüyor.
- Sarhoşmuş gibi görünüyor.

- تبدو كأنها سكرانة.
- بدت كأنها سكرت.

Notta dediği gibi,

مثل هذه الملاحظة:

Tıpkı Banaz gibi,

تماماً مثل باناز.

J.R.Tolkien'in dediği gibi

كما قال J.R. Tolkien ،

"Kadınlar, oldukları gibi?"

يفكرون واقعياً بالموضوع

Tahmin edebileceğiniz gibi,

كما قد تتوقعون،

Midemde varmış gibi.

‫هذا ما أشعر به في بطني.‬

Su buz gibi.

‫هذه المياه قارسة البرودة.‬

Süzülüyormuş gibi hissediyordum;

بل شعرت كأني أطفو،

Benetton reklamı gibi,

وكأنّنا في إعلان شركة (بينيتون) للملابس

Kibirmiş gibi sanki.

كما لو أن في ذلك غطرسة!

Ne gibi mi?

مثل ماذا؟

Ramel gibi insanlar.

أشخاص مثل راميل.

Maidan'da olduğu gibi.

مثل "مايدان".

Azınlık gibi değil.

وليس كما تعيش الأقليّة.

İkiyüzlü gibi hissedebiliriz.

قد نشعر بشيء من النفاق.

Saklanıyor gibi hissettim.

بدا كما لو كنت أختبئ.

Ama zehir gibi.

ولكنها ذكية.

Covid-19 gibi

مثل covid-19

Tıpkı bizim gibi.

مثلنا تماما.

Tıpkı insan gibi

مثل البشر

Tren çarpışmaları gibi

مثل تصادم القطار

Benim gibi biyojeokimyagerler

إن علماء بولوجيا وكيمياء التربة أمثالي

Dün gibi aklımda...

‫تذكر هذا فحسب...‬

Zaten bildiğiniz gibi.

كما تعرف.

Söylediğim gibi yap.

افعل كما أقول

"Bu grip gibi."

"انه مثل الإنفلونزا"

İstediğiniz gibi yapın.

إفعل ما تريد.

Karınca gibi çalışın.

نشيط كالنمل.

İstediğin gibi yapacağım.

- سأفعل ما طلبته.
- سأفعل ما تطلبه.
- سأفعل ما تريد.

Turist gibi görünüyorsun.

انت تبدو سائحاً.

Bebek gibi uyuyor.

- إنه ينام كطفل.
- هو نائم مثل طفل

Annen gibi konuşuyorsun.

- إنك تتكلم كأمك.
- تتحدث مثل أمك.

Bulmaca gibi konuşuyorlardı.

كانوا يتكلّمون بالألغاز.

Jilet gibi keskin kenarları sizi testere gibi keser.

‫يمكن لحوافه الحادة ‬ ‫أن تقطعك مثل المنشار.‬

Tıpkı babam gibi karakterimin adam gibi adam olmasını istiyordum.

حسنًا، علمت أنني أردت شخصيتي أن تكون شخصية رجل حقيقي كما كان والدي.

Buda yetmesin gibi bide pramit'in içeirisini labirent gibi yap

جعل هذا بيديت من pramit مثل متاهة مثل هذا لا يكفي

Tıpkı bizim gibi insanlar sokaklarda dolaşıyordu. Tıpkı bizim gibi.

الناس مثلنا كانوا يسيرون في الشوارع. مثلنا تماما.

Gördüğünüz gibi, çürüme ile metan ve azot oksit gibi

كما ترى، إن التحلل يطلق ثاني أكسيد الكربون في الجو،

- Sanki sen şefmişsin gibi konuşuyorsun.
- Sanki patronmuşsun gibi konuşuyorsun.

- تتكلم و كأنك رئيسنا.
- تتكلم و كأنك رئيس عملنا.

Adamlar fotoğraflardaki gibi değildi

الرجال لم يكونوا كما صورهم ،

Ama aile gibi olduk.

أصبحنا عائلة.

Belki gibi, sadece belki,

أقول ربما، فقط ربما.

"Sıska insanları sevmem"gibi

بمجرد أن تدرك أن لديك تحيزًا،

Dediğim gibi, muhtemelen cevabı

مثل ما قلت، من المفترض أنه أسهل سؤال

Kilit ve anahtar gibi.

يشبه إلى حد كبير القفل والمفتاح.

Istendiği gibi çalışıp çalışmadığı.

تعمل فعلاً على النحو المنشود.

Tıpkı bir otoban gibi,

تماماً مثل الطريق السريع،

Tıpkı bir çoğunuz gibi,

كالعديد منكم،

Çocuklardan yapmasını beklediğiniz gibi,

هؤلاء الأطفال يلعبون، يضحكون، يقفزون ويركضون

''Yangın'' gibi çığlık kelimeleri

اصرخ كلمات بمثل "حريق"،

Sara gibi çocuklarınız olabilir.

لأنه هناك أطفال مثل سارة.

Matrix gibi bir hikâyede

ولهذا السبب، في قصة مثل "ماتريكس"،

Hatta özellike benim gibi

بالتحديد أشخاص مثلي

Fark etmiş olabileceğiniz gibi,

ربما قد لاحظت

Dünyayı gördüğüm gibi anlatırken

أحكي له عن العالم كما رأيته،

Gelecek tarihi anlaşıldığı gibi.

إن تاريخ المستقبل بشكل أساسي يبدو كما يدل المصطلح عليه.

Aynı bunun gibi, bakın.

‫وهذا أيضاً. انظروا.‬

Bu, su gibi görünebilir.

‫ويمكن أن يبدو كالمياه.‬

Pas veya pirit gibi

مثل الصدأ أو البايرايت، أو مثل نثرات الذهب،

Yeterince iyi değillermiş gibi.

كما لو أنهم لم يكونوا جيدين بما يكفي.

Bir trampet gibi düşünebilirsiniz:

إذا كنت تفكر في ذلك مثل البوق،

Bu deneyle gösterdiğimiz gibi,

وكما أوضحنا في هذه التجربة،

Ve tıpkı TRAPPIST gibi

وهو يشبه ال TRAPPIST،

Başkalarına limit koyabildiğimiz gibi

ولكن كما يمكننا أن نضع حواجز أمام الآخرين،

Ateş topu gibi fırlıyor,

تقفز كالكرات النارية،

Tıpkı binanın kendisi gibi.

مثل ما يفعل المبنى بالمناسبة.

gibi bir manşet atabilirlerdi.

في كل يوم خلال الـ 25 سنة الماضية.

Toplantı facia gibi geçti.

ذلك الاجتماع كان بمثابة كارثة.

Daha önce sevmemişim gibi.

كأنني لم أحب من قبل،

Ithal şampanyaymış gibi içebiliyorsun.

يمكن شربها وكأنّها شامبانيا مستوردة.

Bu biraz kavun gibi.

‫هذا يشبه ثمرة شمام رطبة.‬

Tıpkı şimdi olduğu gibi

تماما مثل الآن

Evet tahmin ettiğiniz gibi

نعم كما خمنت

Tıpkı arılar gibi düşünün

فكر فقط مثل النحل

Su gibi hızlıca git

اذهب بسرعة مثل الماء

Her zaman olduğu gibi

كل عادة

Ve deprem silahı gibi

ومثل سلاح الزلازل

Medeni kanun gibi yasalar

قوانين مثل القانون المدني

Albert Einstein'ın dediği gibi

كما قال ألبرت أينشتاين

İsterse salatalık gibi olsun

سواء كان ذلك مثل الخيار

Bize imkansız gibi geliyorsa

إذا كان يبدو لنا مستحيلاً

Adeta bir şemsiye gibi

مثل المظلة

Aynı pusula gibi bize

تماما مثل البوصلة

Yaşam ve ölüm gibi.

والحياة والموت.

gibi ciddi tehlike altındalar

وتأخر في النمو والتكلم،

Yetimhane gibi kurumlarda yaşıyor,

يعيشون في مؤسسات مماثلة لدور الأيتام،