Translation of "Gibi" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Gibi" in a sentence and their chinese translations:

- Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
- Gitmeyecekler gibi geliyor.

听着好像他们不打算走。

- Bir erkek gibi dövüş!
- Erkek gibi dövüş.
- Adam gibi dövüş.

像男人一样战斗!

- Kendi evinizde gibi davranın.
- Kendi evinizdeymiş gibi davranın.
- Evindeymişsin gibi davran.

就当在家一样。

- Sanki sarhoş gibi görünüyor.
- Sarhoşmuş gibi görünüyor.

她看起來好像喝醉了。

Domuz gibi yeme.

别像猪一样猛吃东西。

Zaten bildiğiniz gibi.

如你所知。

Ölü gibi hissettim.

我感觉好像死了一样。

Yedi gibi görüşürüz.

我们7点左右碰头。

Dinlemiyormuş gibi davrandı.

- 他裝作沒在聽。
- 他假装听不见。

Delirmiş gibi davrandı.

他表现的像个疯子。

Söylediğim gibi yap.

按我說的做。

Senin gibi düşünüyorum.

我也和你想的一样。

İstediğiniz gibi yapın.

你想怎么做就怎么做。

Kardeşi gibi değil.

他并不像他哥哥那样。

Odam ahır gibi.

我房间是个猪窝。

Bebek gibi uyuyor.

他睡得像个宝贝似的。

Delirmiş gibi davranıyor.

他表现得像疯了一样。

Benmişsin gibi yap.

假装你是我。

Gün gibi aşikâr.

- 那显而易见。
- 那非常明显。

Kusacak gibi hissediyorum.

我想吐。

Ağlayacak gibi görünüyorlardı.

他們看起來好像要哭了。

- Odayı olduğu gibi bırak.
- Odayı olduğu gibi bırakın.

- 保留原狀地離開房間。
- 让房间保持原样。

- Kaşgar'a gidiyor gibi görünüyor.
- Kaşgar'a gidecekmiş gibi geliyor.

看上去他要去喀什。

Keşke olduğum gibi olmayı dilediğim zaman olduğum gibi olsam.

我希望当我在想我希望我是谁的时候我就是谁。

- Bir yumurta gibi görünüyor.
- Bu bir yumurta gibi görünüyor.

这看上去像个蛋。

Kız, sihir gibi kayboldu.

女孩變魔術一樣地消失了。

Miyazaki eskisi gibi değil.

宮崎不是它往日的樣子了。

Ev gibi yer yoktur.

金窩銀窩不如自己的狗窩。

Film beklediğim gibi ilginçti.

不出我所料,那部電影相當有趣。

Bir yumurta gibi görünüyor.

这看上去像个蛋。

O uyuyor gibi görünüyor.

他看上去已经睡着了。

Asansör bozuk gibi görünüyor.

电梯好像故障了。

Patronunu duymuyormuş gibi yaptı.

他假裝聽不見老闆和他說話。

O, mutlu gibi görünüyor.

看來,他很快樂。

Bir öğretmenmiş gibi konuşuyor.

他说话就像一位老师。

Ateşim var gibi görünüyorum.

我好像发烧了。

O hastaymış gibi görünüyordu.

好像她病了。

Köpeğiniz susamış gibi görünüyor.

你的狗看起来口渴了。

Hollywood eskisi gibi değil.

好萊塢不是以前的樣子了。

Kafamı patlayacakmış gibi hissediyorum.

我感覚我的頭要炸了。

Tom babacan gibi görünüyor.

湯姆看來隨和。

Onun gibi insanları sevmem.

我不喜歡他這種人。

O buz gibi soğuk.

它冷得像冰一樣。

O, hasta gibi görünüyor.

他好像病了。

Bir Amerikalı gibi görünmüyor.

她似乎不是美國人。

Onlar Amerikalılar gibi görünmüyor.

他們似乎不是美國人。

Sırrı biliyor gibi görünüyor.

她好像已經知道這個秘密了。

Ben Tom gibi değilim.

我跟汤姆不一样。

Âşık gibi görünüyor muyum?

聽起來像是我戀愛了嗎?

Lütfen evinde gibi davran.

請不要客氣。

Bir çocuk gibi ağlama!

不要哭得像个孩子似的。

Roma'da Romalılar gibi davran.

入乡随俗。

Beni tanıyormuş gibi davranma.

不要像你認識我。

Bir domuz gibi yerdim.

我曾经像猪一样吃。

Birini bekliyor gibi görünüyorsun.

你看來在等人。

Bir politikacı gibi görünüyorsun.

你说话像个当官的。

O zengin gibi görünüyordu.

看來他曾經是個有錢人。

Anahtarlarımı kaybettim gibi geliyor.

我好像丢了我的钥匙。

Bu araba yeni gibi.

这辆车是在极好的条件。

Aynı durumdayız gibi görünüyor.

看起来我们是在一条船上。

Sana söylediğim gibi yap.

随我说的做。

Domuz gibi yemek yemeyin.

别像猪一样猛吃东西。

Burası hâlâ eskisi gibi.

這裡就像在古時候一樣。

Lütfen istediğiniz gibi yapın.

你可以隨心所欲。

O hastaymış gibi davranıyordu.

她假裝生病了。

Biraz keyifsiz gibi görünüyorsun.

你看上去不太好。

Lisa duymuyormuş gibi davranıyordu.

丽萨装作没有听见。

Tom'dan hoşlanıyor gibi görünmüyorsun.

你看來不喜歡湯姆。

- Bir bebek gibi uyuyor.
- Bebek gibi uyuyor.
- Mışıl mışıl uyuyor.

- 他睡得像个宝贝似的。
- 他正睡着,像个婴儿一样。

- Çocuklar yetişkin gibi davranmak isterler.
- Çocuklar yetişkinler gibi davranmak isterler.

孩子想和大人一样表现。

- Tom bir domuz gibi yiyor.
- Tom bir domuz gibi yer.

汤姆的吃相象只猪.

Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim.

- 我小睡后就感到生龙活虎。
- 我小睡后就感到精力充沛。

Kardeş gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, yoksa aptal gibi birlikte yok olacağız.

我们必须学会像兄弟一样共同生活,要么就像傻子一样同归于尽。

Hastaymış gibi yapmanın anlamı yok.

装病是没用的。

Sanki bir rüyadaymışım gibi hissettim.

我感觉就像做梦一样。

Her şeyi biliyormuşsun gibi konuşuyorsun.

你说得你好像什么都知道似的。

Tom yarışı kazanmış gibi görünüyor.

看起來像是湯姆贏得了比賽。

Gerçeği kimse bilmiyordu gibi görünüyor.

貌似没有人知道真相。

Adam bir çocuk gibi utandı.

男人的臉像小孩般紅了起來。

O, çok uykulu gibi görünüyor.

他好像很困倦。

O, gerçeği biliyor gibi görünüyor.

他似乎知道真相。

O aşağıdaki gibi cevap verdi.

他给了以下的答复。

O, müziği deli gibi seviyor.

他痴迷于音乐。

Sanki sırrı biliyormuş gibi konuşur.

他说得好像知道这个秘密一样。

Küçük bir kız gibi görünüyorsun.

你看来是个小女孩。

Jiro treni kaçırmış gibi görünüyor.

Jiro好像错过了火车。

O, yerin sahibiymiş gibi davrandı.

他把自己当成了这里的主人。

Bebek uykuya dalmış gibi görünüyordu.

那個嬰兒似乎在熟睡中。

Bazen yetişkinler çocuk gibi davranırlar.

有时候成人表现得像儿童。

Pul toplamayı seviyor gibi görünüyor.

似乎他喜欢集邮。

Senin gibi birisiyle evlenmek isterim.

我想跟你这样的人结婚。

Onun söylediklerine güvenebilirim gibi hissetmiyorum.

我不覺得我可以相信他所說的。

Bir hayalet görmüş gibi görünüyorsun!

你看起来像是见鬼了。

Tom tamamen kaybolmuş gibi görünüyor.

湯姆看來完全輸了。