Translation of "Varken" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Varken" in a sentence and their dutch translations:

Fırsatım varken Tom'a sormalıydım.

Ik had Tom het moeten vragen toen ik de kans had.

Ama yavruları koruyan bunca anne varken...

Maar met zo veel moeders in de buurt...

- Çıkabiliyorken çık.
- Daha imkanın varken uzaklaş.

- Stap eruit nu het nog kan.
- Stap eruit nu je nog kunt.

- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
- Hayat varken umut var.

Zolang er leven is, is er hoop.

Belki neden harekete geçmek için zaman varken

Misschien vragen ze waarom jullie niks deden

Fakat dolunay varken bile... ...talih birden dönebilir.

Maar zelfs onder een volle maan kan je geluk snel keren.

- Bir araban varsa, niçin yürürsün?
- Araban varken niye yürüyorsun?

Waarom ga je te voet, als je een auto hebt?

- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.

Zolang er leven is, is er hoop.

- Ağzın doluyken konuşma.
- Yemek yerken konuşma.
- Ağzında yemek varken konuşma.
- Dolu ağızla konuşma.

Spreek niet met volle mond.

İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.

Het is een beschamend feit dat, terwijl er landen zijn waar mensen honger lijden, er in Japan veel huishoudens en restaurants zijn waar veel eten weggegooid wordt.