Translation of "Sürece" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Sürece" in a sentence and their dutch translations:

Görevlendirdiğimiz sürece,

of we gelukkig zijn,

Bunu yaptığımız sürece,

Dus zolang we dat doen,

İletişim kurduğumuz sürece

Al zo lang als we communiceren,

Çok koklamadığınız sürece...

Zolang je er niet te veel aan ruikt.

Sadece sahip olduğum sürece,

gewoon voor een ogenblik,

Yaşadığımız sürece çalışmak zorundayız.

Een leven lang moeten we werken.

Nefes aldığım sürece umudumu yitirmeyeceğim.

Zolang ik adem, hoop ik.

Sessiz olduğunuz sürece, burada kalabilirsiniz.

Je mag hier blijven zolang je rustig bent.

Hayat olduğu sürece, ümit vardır.

Zolang er leven is, is er hoop.

Burada bulunduğum sürece daha çok üşüyorum

Hoe langer ik hier in zit, hoe kouder ik het krijg...

Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.

Zolang er leven is, is er hoop.

Yatakta para kazanamadığınız sürece, yatakta kalmayınız.

Blijf niet in bed tenzij u geld in bed kunt verdienen.

Türkiye, ağzını kapalı tuttuğun sürece güzeldir.

Turkije is lekker, zo lang je je bek houdt.

Biraz barut kullanıp kapıyı patlatmadığım sürece tabii.

Behalve als ik buskruit gebruik om erdoorheen te blazen.

Veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece

of zolang we hen de schuld geven van onze ellende,

Bu iki kanat güç konusunda eşit olmadığı sürece,

Zolang deze twee vleugels geen gelijke kracht hebben,

- İstediğin sürece burada kalabilirsin.
- Burada istediğin kadar kalabilirsin.

- Je kan hier zo lang blijven als je wilt.
- Ge kunt zo lang blijven als ge wilt.

Boston'da olduğum sürece, Tom'u ziyaret edip edemeyeceğimi anlamaya çalışacağım.

Zolang ik in Boston ben, zal ik proberen om te zien of ik Tom kan bezoeken.

- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.

Zolang er leven is, is er hoop.

- Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
- Yaşamın olduğu yerde, umut vardır.

Zolang er leven is, is er hoop.

Ancak, düz haritalar kullandığımız sürece projeksiyonların saçmalıklaını ele alacağız, şunu unutmayın:

Maar zolang we platte kaarten blijven gebruiken, blijven we ook geconfronteerd met de toegevingen van de projecties. Maar onthoud:

- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
- Hayat varken umut var.

Zolang er leven is, is er hoop.