Translation of "Düşündü" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Düşündü" in a sentence and their dutch translations:

Tom öleceğini düşündü.

Tom dacht dat hij ging sterven.

Herkes kaybolacağımızı düşündü.

Iedereen dacht dat we gingen verliezen.

Bana benziyor." diye düşündü.

hij lijkt op mij.

Tom deli olduğumu düşündü.

Tom dacht dat ik gek was.

Tom yalan söylediğimi düşündü.

Tom dacht dat ik loog.

Tom Mary'nin öldüğünü düşündü.

Tom dacht dat Mary dood was.

Tom başka türlü düşündü.

- Tom dacht er anders over.
- Tom dacht daar anders over.

Tom muhtemelen kayabileceğimi düşündü.

Tom dacht waarschijnlijk dat ik kon skiën.

Tom Mary'nin güzel olduğunu düşündü.

Tom vond Mary mooi.

Tom onun adil olmadığını düşündü.

Tom dacht dat het oneerlijk was.

O iyi bir çözüm düşündü.

- Ze bedacht een goede oplossing.
- Ze heeft een goede oplossing bedacht.

Tom çoğunkla Mary hakkında düşündü.

- Tom dacht vaak aan Mary.
- Tom heeft vaak aan Mary gedacht.

Tom Mary'nin şirin olduğunu düşündü.

Tom vond Mary schattig.

Tom muhtemelen onu sevmediğimi düşündü.

Tom dacht allicht dat ik niet van hem hield.

Mary oğlunu tekrar görmeyeceğini düşündü.

Maria dacht dat ze haar zoon nooit meer zou terugzien.

Tom Mary'nin John'u tanıdığını düşündü.

Tom dacht dat Mary John kende.

Tom Mary'nin kedilerden hoşlanmadığını düşündü.

- Tom dacht dat Mary niet van katten hield.
- Tom was onder de indruk dat Mary niet van katten hield.

Tom Mary'nin evde olduğunu düşündü.

Tom dacht dat Mary thuis was.

Tom erkek kardeşim olduğumu düşündü.

Tom dacht dat ik mijn broer was.

Tom ne yapmamız gerektiğini düşündü?

Wat dacht Tom dat we zouden moeten doen?

Leyla, Sami'nin eşcinsel olduğunu düşündü.

Layla dacht dat Sami gay was.

Tom Mary'nin evde olacağını düşündü.

Tom dacht dat Maria thuis zou zijn.

Tom Mary'nin kahvaltı yediğini düşündü.

Tom dacht dat Mary had ontbeten.

Sami Leyla'nın Müslüman olduğunu düşündü.

Sami dacht dat Layla moslim was.

"Yılan yıldızları yemeğimi çalıyor." diye düşündü

...dacht ze: oké, slangsterren stelen mijn eten.

O, benim bir doktor olduğumu düşündü.

Ze dacht dat ik dokter was.

Tom Afrika'nın bir ülke olduğunu düşündü.

Tom dacht dat Afrika een land was.

Tom muhtemelen fıstığa alerjim olduğunu düşündü.

Tom dacht waarschijnlijk dat ik allergisch was voor pinda's.

Tom benim düşündüğüm aynı şeyi düşündü.

Tom dacht hetzelfde als ik deed.

Tom mutfakta bir fare işittiğini düşündü.

Tom dacht een muis in de keuken gehoord te hebben.

Tom onun bir kedi olduğunu düşündü.

Tom dacht dat hij een kat was.

Tom Mary'nin ona yardım etmeyeceğini düşündü.

Tom dacht dat Maria hem niet zou helpen.

Tom istediği her şeyi yapabileceğini düşündü.

Tom dacht dat hij kon doen wat hij wilde.

Fikrimi söylediğim son kişi deli olduğumu düşündü.

De vorige persoon aan wie ik mijn idee vertelde, dacht dat ik gestoord was.

Tom Mary'nin elbisesinin etkinlik için uygun olmadığını düşündü.

Tom vond dat de jurk van Maria niet voor die gelegenheid deugde.

Ragnar'ın 'Oğullarım bunu bilseler gelip beni kurtarırlar' dediğini düşündü.

Hij dacht dat Ragnar zei: 'Als mijn zonen hiervan wisten, zouden ze me komen redden.'

İlk başta İngilizcenin çok zor olduğunu düşündü ama şimdi kolay olduğunu düşünüyor.

Eerst vond hij Engels heel moeilijk, maar nu vindt hij het gemakkelijk.

İlk olarak, Tom Fransızcanın zor olduğunu düşündü ama onun kolay olduğunu düşünüyor.

Aanvankelijk vond Tom Frans moeilijk, maar nu vindt hij het makkelijk.

Mary eskisi oldukça yırtık pırtık olduğundan dolayı ütü masası için yeni bir örtü alması gerektiğini düşündü.

Mary dacht bij zichzelf dat ze een nieuwe bedekking voor haar strijkplank moest kopen, aangezien de oude behoorlijk voddig begon te worden.