Translation of "Mary'nin" in Dutch

0.015 sec.

Examples of using "Mary'nin" in a sentence and their dutch translations:

- Tom, Mary'nin kayınbabasıdır.
- Tom Mary'nin kayınpederidir.

- Tom is de schoonvader van Maria.
- Tom is de schoonvader van Mary.

- Tom, Mary'nin tavsiyesini dinlemedi.
- Tom, Mary'nin tavsiyesini izlemedi.
- Tom, Mary'nin tavsiyesine uymadı.

Tom volgde het advies van Mary niet op.

- Tom Mary'nin gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolup gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolmasını istedi.
- Tom Mary'nin uzaklaşmasını istedi.
- Tom Mary'nin çekip gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin basıp gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin yaylanmasını istedi.
- Tom Mary'nin terk etmesini istedi.

Tom wilde dat Maria wegging.

Tom, Mary'nin bahçıvanıdır.

Tom is Mary's tuinier.

Mary'nin yaptığına bak.

Kijk wat Mary aan het doen is.

Mary'nin kafası karıştı.

Maria is in de war.

Tom, Mary'nin oğludur.

- Tom is de zoon van Maria.
- Tom is Maria's zoon.

Mary'nin burnu kanıyordu.

Maria's neus bloedde.

O, Mary'nin baldızı.

Zij is de schoonzus van Maria.

Tom, Mary'nin babasıdır.

Tom is Maria's vader.

Mary'nin planları var.

Maria heeft plannen.

Mary'nin umudu var.

Maria heeft hoop.

Bu Mary'nin köpeği.

Dit is Maria's hond.

Tom, Mary'nin öğretmenidir.

- Tom is de leraar van Maria.
- Tom is Maria's leraar.

Tom, Mary'nin komşusudur.

- Tom is de buurman van Maria.
- Tom is Maria’s buurman.

Tom, Mary'nin arkadaşıdır.

Tom is Mary's vriend.

Mary'nin parfümünü seviyorum.

- Ik hou van Maria haar parfum.
- Ik hou van Maria's parfum.

Mary'nin yüzü kızardı.

Maria bloosde.

Ben Mary'nin kocasıyım.

Ik ben de man van Maria.

Mary'nin elbisesi pembe.

Maria's jurk is roze.

Mary'nin kuaförü Hollandalıdır.

Maria's kapper is Nederlands.

Tom Mary'nin odasındadır.

Tom is in Mary's kamer.

- Tom, Mary'nin erkek kardeşidir.
- Tom Mary'nin erkek kardeşidir.

Tom is Maria's broer.

- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski arkadaşı.

Tom is de ex van Mary.

- Mary'nin hikayesi Tom'un hoşuna gitti.
- Tom, Mary'nin hikayesinden hoşlandı.

Tom genoot van Mary's verhaal.

- Tom, Mary'nin dediklerini biliyor.
- Tom, Mary'nin söylediği şeyi biliyor.

Tom weet wat Mary gezegd heeft.

Mary'nin diş telleri var.

Mary heeft een beugel.

Tom Mary'nin dinlediğini düşünüyordu.

Tom dacht dat Mary aan het luisteren was.

Tom Mary'nin elini öptü.

Tom kuste Mary’s hand.

Mary'nin büyük gözleri var.

Mary heeft grote ogen.

Mary'nin kocaman göğüsleri var.

Maria heeft enorme tieten.

Mary'nin boşanmak istediğini duydum.

Ik heb gehoord dat Mary een scheiding wil.

Tom, Mary'nin önünde durdu.

Tom stond voor Maria.

Ben Mary'nin erkek arkadaşıyım.

- Ik ben Maria haar vriend.
- Ik ben Maria's vriend.
- Ik ben het vriendje van Maria.

Mary'nin kendi sorunları var.

- Mary heeft haar eigen problemen.
- Maria heeft haar eigen problemen.

Tom Mary'nin kedisiyle oynuyor.

Tom speelt met Maria's kat.

Tom Mary'nin yanında oturuyordu.

Tom zat naast Mary.

Tom, Mary'nin akrabası mı?

Is Tom familie van Mary?

Tom, Mary'nin babasını tanıyor.

Tom kent Maria's vader.

Mary'nin hiçbir şeyi yok.

Maria heeft niets.

Mary'nin yardıma ihtiyacı var.

Maria heeft hulp nodig.

Tom Mary'nin eşini tanıyor.

Tom kent Mary's man.

Tom Mary'nin uyuduğunu düşünüyordu.

Tom dacht dat Mary sliep.

Tom, Mary'nin evine gitti.

Tom ging naar Maria's huis.

Mary'nin sağlığı yerinde mi?

Alles OK met Maria?

Tom Mary'nin gideceğini düşünüyor.

Tom denkt dat Mary zal weggaan.

Tom, Mary'nin erkek torunudur.

Tom is Maria's kleinzoon.

Tom Mary'nin öldüğünü düşündü.

Tom dacht dat Mary dood was.

Tom Mary'nin biyolojik babası.

Tom is Mary's biologische vader.

Tom, Mary'nin yanında oturuyordu.

Tom zat naast Mary.

Mary'nin eşarbı ne renk?

Wat is de kleur van Maria's sjaal?

Tom Mary'nin sıkıldığını söyleyebilir.

- Tom kon zien dat Mary verveeld was.
- Tom kon zien dat Mary zich verveelde.

Tom Mary'nin arkadaşlarından biri.

Tom is één van Maria's vrienden.

Tom Mary'nin kızıyla evlendi.

- Tom trouwde met de dochter van Mary.
- Tom trouwde met Mary haar dochter.
- Tom trouwde met Mary's dochter.

Tom, Mary'nin eski kocasıdır.

Tom is Maria's ex-man.

Tom Mary'nin parasını çalmamalıydı.

Tom had Maria's geld niet mogen stelen.

Tom, Mary'nin yanına oturdu.

Tom zat naast Mary.

Tom, Mary'nin geleceğini söyledi.

Tom heeft gezegd dat Mary zou komen.

Tom, Mary'nin elini bıraktı.

Tom liet de hand van Mary los.

Tom, Mary'nin önceki eşidir.

Tom is Maria's ex-man.

Tom, Mary'nin erkek arkadaşıdır.

- Tom is Maria's vriend.
- Tom is Maria haar vriend.

Tom, Mary'nin uyarısına aldırmadı.

Tom negeerde Maria's waarschuwing.

Tom, Mary'nin merhametini istemez.

Tom hoeft Maria's medelijden niet.

Tom, Mary'nin adresini hatırlayamadı.

Tom kon Mary's adres niet herinneren.

Tom, Mary'nin üvey babasıdır.

Tom is de stiefvader van Maria.

Tom, Mary'nin saçını kesti.

Tom knipte Maria's haar.

Tom Mary'nin yardımına güvendi.

Tom rekende op Mary's hulp.

Mary'nin uzun kirpikleri vardır.

Maria heeft lange wimpers.

Mary'nin kocasının adı Tom'dur.

Maria's echtgenoot heet Tom.

Mary'nin küçük göğüsleri var.

Mary heeft kleine borsten.

Mary'nin yeşil gözleri var.

Maria heeft groene ogen.

Mary'nin mavi gözleri var.

Maria heeft blauwe ogen.

Tom Mary'nin telefonunu kullandı.

Tom gebruikte Maria's telefoon.

Tom, Mary'nin köpeğinden korkuyor.

Tom is bang voor Maria's hond.

Mary'nin telefonunda pil bitti.

De batterij van Mary haar gsm heeft het begeven.

Tom Mary'nin korktuğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary bang is.

Tom Mary'nin kaybolduğunu söyledi.

Tom zei dat Mary verdwaald is.

Tom Mary'nin üşüdüğünü söyledi.

- Tom zei dat Mary het koud heeft.
- Tom zei dat Mary koud is.

Tom, Mary'nin kazanmadığını biliyor.

Tom weet dat Mary niet heeft gewonnen.

Tom, Mary'nin kazanabileceğine inanıyor.

Tom gelooft dat Maria kan winnen.

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunusöyledi.

Tom zei dat Mary blut was.

Mary'nin çıplak omuzları vardı.

Mary's schouders waren bloot.

Mary'nin pahalı zevkleri var.

Mary heeft een dure smaak.

Sanırım Tom Mary'nin oğlu.

Ik denk dat Tom de zoon van Mary is.

Mary'nin konuşacak kimsesi yok.

Mary had niemand om tegen te praten.

Tom Mary'nin parasının peşinde.

Tom zit achter Mary’s geld aan.

Tom, Mary'nin salatasını yedi.

Tom heeft Maria's salade opgegeten.

- Tom Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.

Tom is de ex van Mary.

- Tom Mary'nin yalan söylediğini biliyor.
- Tom, Mary'nin yalan söylediğini bilir.

Tom weet dat Maria gelogen heeft.

- Mary'nin gittiğinden Tom'un haberi bile yoktu.
- Mary'nin gittiğini Tom bilmiyordu bile.

Tom wist niet eens dat Maria ervandoor was gegaan.

- Tom'un niyeti Mary'nin hislerini incitmek değildi.
- Tom Mary'nin duygularını incitmek istemedi.

Het was niet Toms bedoeling om Maria's gevoelens te kwetsen.