Translation of "Yapmanın" in Arabic

Egzersiz yapmanın ödülle ilişkilendirildiğini,

والتمرين يصبح مرتبطًا بمكافأة

Orada, asistanlarımızı görünmez yapmanın yanı sıra

وهو ليس مجرد مكان نجعل فيه المساعدين يختفون،

Kültürel bir bina yapmanın yolu budur.

هذه هي طريقة تشييد مكان ثقافي.

Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.

‫يجب أن نجد طريقة أخرى‬ ‫لاتخاذ مأوى.‬

Bunun için bir şey yapmanın zamanı geldi.

حان الوقت لفعل شيء حيال هذا.

İnternette para yapmanın iyi bir yolunu düşündü.

فكرَت في طريقة جيدة لربح المال من الإنترنت.

Sigal bunu yapmanın üç yolu olduğunu söylüyor:

تقول سيجال أن هنالك ثلاث طرق لفعل ذلك:

Bu teoriler zamanda yolculuk yapmanın mümkün olduğunu söylüyor işte

تقول هذه النظريات أنه من الممكن السفر في الوقت المناسب.

Ama bunu yapmanın birkaç farklı yolu var. Buna siz karar vereceksiniz.

‫ولكن يمكنني عمل هذا بطريقتين.‬ ‫وعليك أن تختار أيهما.‬

Bence değerli olan şeyi yapmanın birçok başka kişisel faydası da var.

أعتقد، أن فعل ما هو قيِّم له فوائد أخرى للشخص،

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.

‫الشيء الجيد في هذا الأمر، ‬ ‫إنه يتيح لك البقاء على أرض مرتفعة.‬ ‫يسهّل لك هذا تحديد اتجاهك.‬