Translation of "Orada" in Arabic

0.026 sec.

Examples of using "Orada" in a sentence and their arabic translations:

- Orada doğdum.
- Ben orada doğdum.

وُلدت في هناك.

- Tom orada.
- Tom orada dışarıda.

توم هناك.

İşte orada.

‫ها هو رجلنا.‬

Helikopter orada.

‫ها هي المروحية.‬

orada bile

- حتى هناك -

Orada olacağım.

سأحضر.

Orada değildim.

لم أَكُنْ هُناكْ.

Fadıl orada.

فاضل هناك.

Baba orada.

الأب هناك

Çare orada, dışarıda.

المساعدة موجود هناك.

Işte orada olacağım."

سأكون في هذا المكان."

Orada, aşağıda! Dana!

‫ها هي، بأسفل!‬ ‫"دانا"!‬

Bakın, kartal orada!

‫انظر، ها هو النسر!‬

GG: Tam orada -

ج غ: ثم هناك-

Orada tecrübelerini paylaşırlar.

ويمزجون تجاربهم.

Birbirimizi orada tanıdık.

حينئذ التقينا.

Orada hastane koridorlarını

هناك ممرات للمستشفى

'Çünkü orada' dedi.

قال "لأنها موجودة".

Onlar orada yaşıyor.

هم يعيشون هناك

Orada kim duruyor.

من يقف هناك؟

Tom orada olmalıydı.

كان على توم أن يكون هناك.

Yarın orada olacağım.

سأكون هناك غداً.

Orada ne arıyorsun?

ماذا تبحث هناك؟

Orada kimse yoktu.

لم يكـن أي أحـد هنـــاك.

Orada kimse yaşamıyor.

- لا أحد يسكن هناك.
- لا أحد يقطن هناك.
- لا أحد يعيش هناك.

Sorun orada yatıyor.

- و هنا تكمن المشكلة.
- هنا المشكلة.

Orada mı yaşıyorsun?

هل تسكن هناك؟

Tom orada yaşadı.

توم يعيش هناك

Onun mezarı orada.

- قبره هناك.
- قبرها هناك.

Leyla orada yatıyordu.

كانت ليلى متمدّدة هناك.

Sami orada bekledi.

انتظر سامي هناك.

Sami orada uyur.

سامي ينام هناك.

Sami orada öldü.

مات سامي هناك.

- Orada bir şey yok.
- Orada hiçbir şey yok.

لا يوجد شيء هناك.

Ve orada yaşayan ne varsa orada kalmayı artık istemeyecektir.

‫وأي شيء يعيش هنا‬ ‫لن يرغب في البقاء هناك طويلاً.‬

Ve tam orada durabilirsin.

ويمكنك التوقف هنا.

Bakın, orada, aşağıda! Dana!

‫انظر، ها هي بالأسفل!‬ ‫"دانا"!‬

CEO orada bile değildi,

من أن المدير التنفيذي في مكانه البعيد،

orada gerçek oldu bile.

أصبح حقيقية في الصين.

Ama orada insanlar bana,

ولكن هناك أشخاص سألوني،

Her zaman haklıyızdır orada

أو نتشبث بصحة أفكارنا،

Orada tek başıma otururken

وبينما أنا جالس هناك وحدي

Ve orada can veriyor

ويعيش هناك

Ama park hâlâ orada

ولكن الحديقة مازالت موجودة،

Orada Lenin Meydanı yok.

لا وجود لساحة لينين سكوير.

Saat kaçta orada olabilirim?

على كم الساعة بإمكاني الوصول إلى هناك؟

Orada olmadığıma çok memnunum.

أنا سَعيدٌ جداً لأنّي لم أكُنْ هناك.

O, artık orada yaşamıyor.

لم تعد تسكن هناك.

Orada olmadığım için bilmiyorum.

لا أعرف لأني لم أكن هناك.

Tom da orada mıydı?

هل توم هناك أيضاً؟

Orada yüzen çocuk kim?

من ذلك الصبي الذي يسبح هناك؟

Ama sen orada değilsin.

لكنك لست هناك.

Orada kimseyi tanımıyorum bile.

لا أعرف أي شخص هناك.

Orada su var mı?

هل يوجد ماء هنا؟

Orada duran adam Tom'dur.

من يقف هناك هو توم.

Orada onu gördünüz mü?

أرأيتها هناك؟

Orada üç gün kaldım.

eng I stayed there for three days.

Orada oynamak tehlikeli olmalı.

لا شكّ أنّ اللّعب هناك أمر خطير.

Fadıl asla orada değildi.

لم يكن فاضل هناك أبدا.

Orada kimse var mı?

هل هناك أحد بالخارج؟

Sadece beni orada bekle.

فقط انتظرني هناك

- Orada bir dükkân var mı?
- Orada bir mağaza var mı?

هل يوجد متجر هناك؟

- Polis seni orada asla bulmayacak.
- Polis seni orada asla bulamayacak.

لَن تَجدَكَ الشُرطةُ هُناك

Orada bir hazırlık elemanı arıyorlar, orada sana bir görüşme ayarladım, dedi.

أخبرني: إنهم يبحثون عن معدين، ورتبت لك مقابلة عمل هناك.

Ve beynim orada olduğunu unutacaktı.

وسينسى عقلي أنها كانت هنا.

çünkü orada birilerine ulaşmaya çabalamak

وصل إلى آخرين موجودين هنا وهناك

Ve orada olmak çok tehlikeli.

ومن الخطر التواجد في مكانٍ كهذا.

Orada camın diğer tarafında otururken

وكنت أجلس على الجانب الآخر من الحاجز الزجاجي أراقبهم،

Orada da bir şeyler oldu.

وحدث شيئًا ما هناك أيضًا.

Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.

‫يمكنني رؤيته،‬ ‫إنه يقف هناك ويلوح بذراعيه.‬

Ne kadar zamandır orada bilmiyorum.

‫لا أعرف منذ متى وهو هنا.‬

Bir yere gitme, orada kal.

‫لا تذهبي إلى أي مكان. ابقي هنا.‬

Yine de diş fırçası orada.

لكن هنا يتواجد الفرشاة للأسنان.

Ve çocuklar orada oynamak zorundaydı."

والأطفال يلعبون هناك."

Bu paralar orada bir kalsın

هذه العملات تبقى هناك

Onu orada açılamadık burada açıklayalım

لم نتمكن من شرح ذلك هناك ، دعونا نشرحها هنا

orada insanlıktan birşeymi saklanıyor peki

هل هناك شيء يختبئ من الإنسانية؟

Orada da Budizm eğitimi aldı

كما درس البوذية هناك.

Bugün orada 185 siyahi öğrenci,

واليوم هناك 185 طالبًا أسود،

orada çalıştı çok zengin oldu

عملت هناك كانت غنية جدا

Üstünde yüzüp orada varlığını hissediyorum.

‫وأطفو فوقه فحسب وأشعر بها هناك.‬

Çok sevindiriciydi. "İşte orada." dedik.

‫وكان ذلك مبهجًا. وكأنها عادت من جديد.‬

- Kim var orada?
- Kim var?

من هناك؟

Orada duran adam benim babamdır.

الرجل الذي يقف هناك هو أبي.

Orada yirmi civarında insan vardı.

كان هناك حوالي عشرون شخصاً.

Saat altıya kadar orada kalacağım.

سأبقى هناك حتى الساعة السادسة.

Orada üç kez yemek yedik.

لقد أكلنا هناك ثلاث مرات.

Ama orada öyle biri olmayacak.

لكن لن يكون هناك شخص بهذا الاسم.