Translation of "Düşündü" in German

0.007 sec.

Examples of using "Düşündü" in a sentence and their german translations:

Tom öleceğini düşündü.

Tom glaubte, er müsse sterben.

Herkes kaybolacağımızı düşündü.

Alle dachten, wir würden verlieren.

Tom soruyu düşündü.

Tom dachte über die Frage nach.

Tom seçeneklerini düşündü.

Tom überdachte seine Möglichkeiten.

Tom, Mary'yi tanıdığımı düşündü.

Tom dachte, ich würde Maria kennen.

Mary Tom'u değişirebileceğini düşündü.

Maria dachte, sie könnte Tom ändern.

Tom aklını kaybettiğini düşündü.

Tom glaubte, er verliere den Verstand.

O, birkaç dakika düşündü.

Sie dachte ein paar Minuten nach.

Tom, Mary'nin uyuduğunu düşündü.

- Tom wähnte Maria schlafend.
- Tom dachte, Maria schliefe.

Tom onun hakkında düşündü.

Tom dachte darüber nach.

Tom bunun hakkında düşündü.

Tom dachte darüber nach.

Tom başka türlü düşündü.

Tom war anderer Meinung.

O, aptal olduğumu düşündü.

Er hielt mich für blöd.

Tom gitmeme ihtimalini düşündü.

Tom erwog die Möglichkeit, nicht zu gehen.

O, her şeyi düşündü.

Er hat an alles gedacht.

Tom, Mary olduğumu düşündü.

Tom dachte, ich wäre Maria.

O bir işbirliği düşündü.

Er zog eine Zusammenarbeit in Betracht.

Tom her şeyi düşündü.

Tom hat an alles gedacht.

O bir bahane düşündü.

Er dachte sich eine Ausrede aus.

O, alışverişe gitmeyi düşündü.

Sie beabsichtigte, Einkaufen zu gehen.

Tom Mary'nin sıkıldığını düşündü.

Tom dachte, Maria sei langweilig.

Veya yanlış anlama olduğunu düşündü

oder Missverständnisse

David üniversite konusunu etraflıca düşündü.

David schlug sich durchs College.

Birinin çorbasına zehir koyduğunu düşündü.

Er nahm an, dass jemand Gift in seine Suppe gegeben habe.

O çok yorgun olduğumu düşündü.

Er dachte, dass ich sehr müde bin.

Tom Mary'nin John'u yenebileceğini düşündü.

Tom glaubte, Maria könne Johannes schlagen.

Tom seni oldukça çok düşündü.

Tom hat große Stücke auf dich gehalten.

O, geceyi onunla geçirmeyi düşündü.

Sie dachte, dass er bei ihr übernachten würde.

Tom Mary'nin John'u seveceğini düşündü.

Tom dachte, dass Mary John mögen würde.

Tom Mary'nin John'u sevmeyeceğini düşündü.

Tom dachte, dass Mary John nicht mögen würde.

O benim doktor olduğumu düşündü.

Sie dachte, ich sei Arzt.

O iyi bir çözüm düşündü.

Ihr fiel eine gute Lösung ein.

Tom Mary'nin söylediği hakkında düşündü.

- Tom dachte über das nach, was Maria gesagt hatte.
- Tom dachte darüber nach, was Maria gesagt hatte.

Tom çoğunkla Mary hakkında düşündü.

Tom dachte oft an Marie.

Mary oğlunu tekrar görmeyeceğini düşündü.

Maria glaubte, sie sähe ihren Sohn nie mehr wieder.

O bunun aptalca olduğunu düşündü.

Er hielt es für dumm.

O, bunun aptalca olduğunu düşündü.

Sie hielt es für dumm.

O benim aptal olduğumu düşündü.

Sie hielt mich für blöd.

Tom Mary'nin söylediği hakkında düşündü?

Tom dachte über das nach, was Maria gesagt hatte.

Tom erken ayrılmamız gerektiğini düşündü.

Tom meinte, wir sollten eher gehen.

Tom zaten senin bildiğini düşündü.

Tom dachte, du wüsstest es bereits.

Tom bir sonraki hamlesini düşündü.

Tom dachte über seinen nächsten Zug nach.

Tom Mary'nin meşgul olduğunu düşündü.

Tom dachte, Maria sei beschäftigt.

Tom bunun aptalca olduğunu düşündü.

Tom dachte, dass es dumm war.

Mary, Tom'un uykuda olduğunu düşündü.

Maria dachte, dass Tom schliefe.

Tom muhtemelen araba süremeyeceğimi düşündü.

Tom dachte vermutlich, dass ich nicht in der Lage wäre zu fahren.

Tom senin evet dediğini düşündü.

Tom dachte, du hättest ja gesagt.

Tom bunun kolay olduğunu düşündü.

Tom glaubte, das wäre leicht.

Tom Mary'nin dalga geçtiğini düşündü.

Tom glaubte, Maria scherze.

Tom Mary'nin John'u tanıdığını düşündü.

- Tom dachte, Maria kenne Johannes.
- Tom glaubte, Maria kennt Johannes.

Tom yanlış duymuş olduğunu düşündü.

Tom glaubte, sich verhört zu haben.

Plato evrenin üçgenlerden yapıldığını düşündü.

Plato glaubte, das Universum bestehe aus Dreiecken.

Tom, Mary hakkında çok düşündü.

Tom dachte viel an Mary.

Tom çok şanslı olduğunu düşündü.

Tom schätzte sich sehr glücklich.

Tom Mary'nin işi alabileceğini düşündü.

Tom dachte, dass Mary einen Job bekommen könnte.

Tom Mary'nin odada olduğunu düşündü.

Tom dachte, Maria sei im Zimmer.

Tom Mary'nin geri geldiğini düşündü.

Tom dachte, Maria käme wieder.

Mary Tom'un onu öpeceğini düşündü.

Maria dachte, Tom wollte sie küssen.

Tom iyi bir çözüm düşündü.

Tom fiel eine gute Lösung ein.

Fadıl, ilacın zehir olduğunu düşündü.

Fadil hielt das Medikament für giftig.

Tom Mary'nin haklı olduğunu düşündü.

Tom fand, dass Maria recht hatte.

Tom bunun lezzetli olduğunu düşündü.

Tom fand es köstlich.

O da bir an durup düşündü:

Also überlegte sie:

"Yılan yıldızları yemeğimi çalıyor." diye düşündü

dachte er: "Diese Schlangensterne stehlen mein Essen",

O ne kadar ahmak olduğunu düşündü.

Er dachte daran, wie dumm er gewesen war.

Gazete için bir şey yazacağını düşündü.

Er dachte, daß er etwas für die Zeitung schreiben würde.

O, benim bir doktor olduğumu düşündü.

- Sie dachte, ich wäre Ärztin.
- Sie dachte, ich wäre Arzt.
- Sie dachte, ich sei Arzt.
- Sie hielt mich für einen Arzt.

Tom Mary'nin zamanını boşa harcadığını düşündü.

Tom dachte, dass Maria ihre Zeit verschwende.

Tom, Mary'nin para sorunları yaşadığını düşündü.

Tom dachte, Maria hätte Geldprobleme.

Bunun ilginç ve eğlenceli olacağını düşündü.

- Er dachte, es wäre interessant und machte Spaß.
- Er dachte, es wäre interessant und würde Spaß machen.

Mary Tom'un başının belada olduğunu düşündü.

Maria dachte, Tom stecke in der Klemme.

Tom Mary'ye bir iyilik yaptığını düşündü.

Tom glaubte, Maria einen Gefallen zu erweisen.

O, onun bir deha olduğunu düşündü.

Er hielt sich für ein Genie.

Tom Mary'nin zaten eve gittiğini düşündü.

Tom glaubte, Maria wäre bereits nach Hause gegangen.

Tom kurşun kalemini uzun uzadıya düşündü.

Tom kaute an seinem Bleistift.

Tom Mary'nin planının iyi olmadığını düşündü.

Tom war der Ansicht, Marias Plan sei zu nichts zu gebrauchen.

Şeytan "Bu çok eğlenceli" diye düşündü.

„Das ist äußerst belustigend“, befand der Teufel.

Tom muhtemelen onu yapmayı istemediğimi düşündü.

Tom dachte vermutlich, dass mir das keinen Spaß machen würde.

Tom muhtemelen fıstığa alerjim olduğunu düşündü.

Tom dachte wohl, ich hätte eine Erdnussallergie.

Tom bunun bir tuzak olabileceğini düşündü.

Tom dachte, es könnte eine Falle sein.

Tom benim düşündüğüm aynı şeyi düşündü.

- Tom empfindet genauso wie ich.
- Tom dachte das Gleiche wie ich.

Mary cevabını dikkatli bir şekilde düşündü.

Maria wählte ihre Antwort mit Bedacht.

O, onun elektriği israf ettiğini düşündü.

Sie hielt ihn für einen Stromverschwender.

Tom Mary'nin teklifinin mantıksız olduğunu düşündü.

Tom hielt Marias Angebot für unvernünftig.

Tom Mary'nin haberi bilmek isteyeceğini düşündü.

Tom dachte sich, dass Mary die Neuigkeiten gerne erfahren wollte.

Tom durumun gerçekten üzücü olduğunu düşündü.

Tom dachte, diese Situation ist wirklich traurig.

Tom toplantının zaman israfı olduğunu düşündü.

Tom fand, dass das Meeting Zeitverschwendung war.

Tom evde hiç kimse olmadığını düşündü.

Tom dachte, dass niemand zu Hause wäre.

Tom mutfakta bir fare işittiğini düşündü.

Tom glaubte eine Maus in der Küche gehört zu haben.

Tom bir köpek havlaması duyduğunu düşündü.

Tom war, als hörte er einen Hund bellen.

Tom yarışı kazanma şansı olduğunu düşündü.

Tom dachte, dass er eine Chance hatte, das Rennen zu gewinnen.

Tom, hayatta kalma şansı olduğunu düşündü.

Tom glaubte, er hätte eine Überlebenschance.

Tom Mary'nin onunla dalga geçtiğini düşündü.

Tom dachte, Maria veralbere ihn.

Tom, Mary'nin onu muhtemelen yapmayacağını düşündü.

Tom dachte, Mary würde das wahrscheinlich nicht tun.

Tom onun hayli eğlenceli olduğunu düşündü.

Tom fand es höchstgradig amüsant.

Çocuk yunusu en iyi arkadaşı olarak düşündü.

Der Junge betrachtete den Delfin als seinen besten Freund.