Translation of "Düşündü" in Polish

0.008 sec.

Examples of using "Düşündü" in a sentence and their polish translations:

Herkes kaybolacağımızı düşündü.

Każdy myślał, że zamierzamy przegrać.

Tom ne düşündü?

Co myślał Tom?

Mary Tom'u değişirebileceğini düşündü.

Mary myślała, że da radę zmienić Toma.

O çok yorgun olduğumu düşündü.

Myślał, że jestem bardzo zmęczony.

Tom onun eğlenceli olduğunu düşündü.

Tom myślał, że to zabawa.

1980'lerde bazıları şöyle düşündü,

Niektórzy w latach 80. stwierdzili:

"Yılan yıldızları yemeğimi çalıyor." diye düşündü

pomyślała: „Wężowidła kradną mi jedzenie”.

Tony fabrika ve dükkanlar hakkında düşündü.

Tony rozmyślał o fabryce i sklepach.

O, onu rüyalarının adamı olarak düşündü.

Ona uważała go za mężczyznę z jej snów.

Tom Mary'nin şakasının eğlendirici olduğunu düşündü.

Tom myślał, że żart Mary jest zabawny.

Tom onun bir bomba olduğunu düşündü.

Tom myślał, że to była bomba.

Tom evde hiç kimse olmadığını düşündü.

Tom myślał, że nikogo nie ma w domu.

Tom bir silah sesi duyduğunu düşündü.

Tomowi wydawało się, że usłyszał strzał.

Tom bunu yapmnın güvenli olacağını düşündü.

Tom myślał, że zrobienie tego będzie bezpieczne.

O, teklifi kabul etmenin akıllıca olacağını düşündü.

Uznał, że mądrze będzie przyjąć propozycję.

Tom bunun iyi bir çözüm olduğunu düşündü.

Tom myślał że to dobre rozwiązanie.

Mary, Tom'un Latince okuyarak zamanını boşa harcadığını düşündü.

Maria myślała, że studiując łacinę Tomasz na próżno traci czas.

Belediye başkanı, vergi gelirlerindeki azalmanın araştırılması gerektiğini düşündü.

Burmistrz był zdania, że trzeba zbadać przyczyny spadku dochodów podatkowych.

Tom bizim şirketimiz için çalışmayı düşündü, fakat yapmamaya karar verdi.

Tom rozważał pracę dla naszej firmy, ale nie zdecydował się.

" Bu kadar küçük oda için 30 Yuan çok pahalı," diye düşündü.

30 juanów to za drogo za tak mały pokoik - pomyślał.

Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.

Myślałem, że to jest dobra książka, ale Jim miał inne zdanie.

- Tom bunun aptalca bir plan olduğunu düşündü.
- Tom onun aptalca bir plan olduğunu düşünüyordu.

Tom myślał, że to głupi plan.