Translation of "Visión" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Visión" in a sentence and their turkish translations:

La visión es clave.

Kilit duyu, görmedir.

Aunque mi visión es perfecta.

Görme yeteneğim muhteşem olmasına rağmen.

Por su pérdida de visión.

tam olarak göremiyordu.

Acabo de tener una visión.

Sadece bir görüşüm vardı.

De nuestra visión de la justicia.

bütün yolları inceliyor.

Pero, con una mala visión nocturna,

Ama gece iyi göremediklerinden...

¿Podría ser una visión del futuro?

Bu, bir gelecek vizyonu olabilir mi?

Y había perdido la visión en ese ojo,

ve bir gözünde görme kaybı yaşamıştı.

¿quiere llevar gafas para nadar en visión nocturna?

en son çıkmış gece görüş gözlüklerini mi almak istiyor?

Pero necesitamos una visión de un futuro mejor.

Fakat daha iyi bir gelecek vizyonuna ihtiyacımız var.

Tiene una visión de la vida muy materialista.

Onun hayata çok materyalist bir bakış açısı vardır.

Y los fabricantes han sacado provecho de esa visión.

Ve güzellik ürünleri bu içgörüye akın ettiler.

OK, una herramienta más para la visión a futuro.

Tamam, bir araç daha.

La cobertura nubosa lleva su visión nocturna al límite.

Bulutların gelmesiyle gece görüşü sınırlanıyor.

Posibles efectos secundarios incluyen visión borrosa y dificultad respiratoria.

Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.

Hablemos ahora de otra herramienta para la visión de futuro.

Pekâlâ, öngörü için başka bir araçtan daha bahsedelim.

A Simone y a mí nos presentaron la visión experta

Simone'a ve bana uzman görüşü sunuldu.

Como humanista creo en una visión proactiva a la vida.

Bu yüzden, bir hümanist olarak, hayata karşı temkinli bir yaklaşıma inanıyorum.

Para revaluar nuestra visión de los artistas en la sociedad.

toplumumuzdaki sanatçılara olan görüşümüzü yeniden değerlendirmeliyiz.

Aunque su visión nocturna no es mejor que la nuestra,

Gece görüşleri bizimkinden iyi olmasa da...

Su infancia infeliz afectó a su visión de la vida.

Mutsuz çocukluğu hayata bakışını etkiledi.

Le golpearon en el ojo, perdió la visión en ese ojo

Bayrakla gözünden vuruldu ve bir gözünde görme yetisini kaybetti.

Entonces creo que podemos hacer realidad la visión de Coretta Scott.

o zaman bence Coretta Scott'un vizyonunu gerçekleştirebiliriz.

En este espectáculo, tomo personas de todos los niveles de visión

bu gösteride, tüm görüş seviyelerinden insanları alıp

Y atenúen nuestra visión de un futuro mejor y más brillante.

ve daha iyi ve parlak bir gelecek görüşümüzü karartmasına izin verdik.

Su visión nocturna es mucho mejor que la de un carpincho.

Gece görüşü kapibaranınkinden çok daha iyidir.

Perdió la visión de un ojo en un accidente de tráfico.

O, bir trafik kazasında bir gözünün görme yetisini kaybetti.

Es que implica la visión de que el futuro está básicamente determinado.

geleceğin aslında belirlenmiş olduğuyla ilgili bir görüşü işaret eder.

Están diseñadas de forma tal que reducen con nuestra visión a futuro.

Öngörü gücümüzü azaltan bir yapıya sahipler.

Pero Saladin sí puede, y ahora ve ante él una gran visión.

Fakat Saladin yapabilir. Ve şimdi önünde büyük bir vizyon görüyor.

Sacrificaron la visión de los colores por la sensibilidad a la luz.

Işığa duyarlılık uğruna renkli görmeyi feda etmişlerdir.

La dulzura de la interlingua se adecuaba mejor a mi visión poética.

Interlingua'nın tatlılığı benim şiirsel vizyonum için daha uygundur.

Se cree que su visión nocturna no es mucho mejor que la nuestra,

Gece, en fazla bizim kadar gördükleri düşünülür.

Incapaz de escuchar por el viento, debe confiar en su excepcional visión nocturna.

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

El día les da ventaja: los halcones tienen maniobrabilidad y una visión superior.

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

Toda su vida y su visión del mundo se basa en el odio.

Onun tüm hayatı ve dünya görüşü nefrete dayanıyor.

Pero la visión de las ranas se adapta perfectamente a la longitud de onda fluorescente.

Fakat kurbağaların görüşü florışı dalga boyuna mükemmel şekilde uyumlanmış durumda.

- Una cortina de neblina bloqueó nuestra visión.
- Una cortina de neblina nos bloqueaba la vista.

Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.

Los jaguares tienen una excelente visión nocturna, así que es el momento ideal para aprender a cazar.

Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.

Siete veces más pesados que un guepardo y con una visión seis veces más sensible que la nuestra,

Çitadan yedi kat ağır ve görüşü bizimkinden altı kat hassas.

Su visión nocturna es siete veces mejor que la de un cerdo. No son conscientes del peligro inminente.

Gece görüşü domuzunkinden yedi kat daha iyi. Yaklaşmakta olan tehlikeden bihaberler.

Muchos animales usan la visión de los colores para encontrar fruta. Es hora de una última comida antes de que sea muy difícil ver.

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.