Examples of using "Mala" in a sentence and their turkish translations:
- Kötü talih!
- Şansına küs!
Kötü bir fikir.
Kötü şans!
Sen kötüsün.
Kötü mü?
Sen kötü birisin.
Benim kötü görüşüm var.
Ne kötü haber!
Ne kötü bir film!
Ben şanssızım.
Bu aslında kötü bir fikir değildi, sadece şanssızdık.
O kötü bir fikir değil.
O kötü bir insan değil.
O kötü bir kişi.
Tom kötü bir üne sahiptir.
Onu söylemek uğursuzluk getirir.
Mary kötü bir kız.
O kötü bir kız değil.
Ben kötü bir insan değilim.
Bu kötü bir karardı!
çünkü kötü alışkanlık edinir
O kötü bir insan değil.
- Onun görme kabiliyeti kötü.
- O kötü görme duyusuna sahip.
O kötü bir fikirdi.
- Ben kötü bir insanım.
- Kötü bir insanım.
- Ben kötü bir adamım.
O kötü bir kişi.
- Bu kötü bir işaret.
- Bu hiç hayra alamet değil.
Bu kötü bir fikir.
Tom'un sağlık durumu kötü.
Bu kötü bir filmdi.
Kötü bir yatırım.
Sen kötüsün.
Sen kötü bir etkisin?
Tom'un kötü bir görüşü var.
O, öylesine kötü bir fikir değil.
Telafuzu katlettiğim için beni affet.
- Ben kötü biri miyim?
- Ben kötü bir insan mıyım?
Kötü bir izlenim bırakıyor.
Onun çok kötü bir el yazısı var.
Ne kötü bir kız!
- Pis midir?
- Kötü müdür?
Film çok fena değildi.
"Evet, tecavüz yanlış.
Ardından, kötü bir karar aldım.
Fikir fena değil.
O ona karşı kabaydı.
Onun kabalığına dayanamam.
O kötü bir yalancıdır.
Kötü bir karar verdi.
Onun kötü bir etkisi var.
Onun kötü bir etkisi var.
Kötü şansımız geçiciydi.
Sigara içmek kötü bir alışkanlık.
Tom'un kötü bir etkisi var.
- Ben kötü bir kişi değilim.
- Ben kötü bir insan değilim.
- Acele işe şeytan karışır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
- Acele yürüyen yolda kalır.
Onun kötü bir ünü var.
Bu kötü haber.
- O adam kötü bir üne sahiptir.
- O adamın kötü bir şöhreti var.
Tom kötü bir adamdı.
Geri dönmek kötü bir seçimdi.
- Dekorasyon kötü değil.
- Süslemeleri fena değil.
- Dekorasyon fena değil.
İsteksizce yaptı.
- O fikir fena değil.
- O kötü bir fikir değil.
Ben kötü biriyim.
bu kötü ve acı bir karar.
Bu muhtemelen kötü bir fikir değil.
Ama gece iyi göremediklerinden...
Ve komşular 'İşte bu kötü talih.'
Karantina kötü bir şey değildir çünkü
Ben onun kötü sağlığı hakkında endişe duyuyorum.
Siyah kediler kötü şanstır.
Onların okulu çok kötü görünüyor.
Çok kötüsün.
Ben kötü değilim.
- Kötü mü?
- Kötü müdür?
- Arka arkaya şanssızlıklar yaşadım.
- Bir dizi şanssızlık yaşadım.
Bunun kötü bir düşünce olduğunu biliyordum.
- Tom korkunç biçimde.
- Tom'un dış görünüşü felaket.
Kötü habere nasıl tepki verdi?
Bu kötü alışkanlığı bırakmamız gerek.
Tom isteksizce terk etti.
Onun için kötü haberim var.
Bu bir dalış çubuğu.
Hamamböceği yemek kötü bir fikir değil mi?