Translation of "Resistencia" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Resistencia" in a sentence and their turkish translations:

Desaparece esa increíble resistencia.

bu inanılmaz direnci artık hissetmeyeceksiniz.

Se siente una resistencia increíble,

bu inanılmaz direnci hissedeceksiniz,

Se admiraron de su resistencia.

Onun cesaretine hayret ettiler.

Y si tu resistencia es alta

ve sizin direnciniz yüksekse

Los murciélagos también tienen alta resistencia

yarasaların da direnci yüksek

¿Notaste que la resistencia era alta?

fark ettiniz mi direnci yüksekti hani

El enemigo se rindió sin dar más resistencia.

Düşman daha fazla direnç göstermeden pes etti.

El colágeno le da resistencia a la piel.

Kolajen deriyi güçlendirir.

El tema de la resistencia difiere según las células.

hücrelere göre direnç konusu farklılık gösteriyor

Sino por las mejoras en la resistencia de nuestra infraestructura.

altyapımızdaki dirençten doğan düzelmeler.

Exhausta, la infantería enemiga apenas ofrece resistencia, y es rápidamente abrumada.

Yorgun, düşman piyade zar zor kavga etti ve çabucak bunaldılar.

Los que son terroristas para unos, son la resistencia para otros.

Bazıları için terörist olanlar diğerleri için karşı koymadır.

Puede ser el problema de seguir ríos. Toman el camino de menor resistencia.

Nehirleri takip etmenin en büyük sorunu budur. Her zaman en az direncin olduğu yoldan giderler.

La larga oscuridad será una prueba de su resistencia y de su habilidad.

Anneyi bekleyen uzun karanlık, dayanıklılığını ve kabiliyetini sınayacak.

El Día de Colón debería ser recordado como el "Día de la Resistencia India".

Kolomb Günü, "Yerli Direniş Günü" diye anılmalıdır.

Esta barca está hecha con aluminio de alta calidad y acero de alta resistencia.

Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.

Por sus cualidades de soldado, pero su brutalidad y resistencia intrépida a convertirse en musulmán

askeri yeteneklerinden dolayı övgü gördü. Fakat kendisinin sert ve korkusuzca Müslüman olmayı istememesi

Lucha furiosa por las aldeas de la meseta ... hasta que finalmente, la resistencia prusiana se rompió.

şiddetli çatışmalara girdiler … ta ki sonunda, Prusya direnişi kırılıncaya kadar.

Podía inspirar o intimidar a otros hombres para que realizaran hazañas sobrehumanas de valentía y resistencia.

diğer insanlara cesaret ve tahammül gibi insanüstü başarılara ilham verebilir ya da zorbalık yapabilirdi.

Tuviera que luchar en cada paso del camino, contraatacando siempre que fuera posible y ofreciendo resistencia

her adımda savaşmasını, mümkün olduğunda karşı saldırıda

Y la resistencia que enfrenta en la celda es lo que ves en la pantalla en este momento.

hücrede karşılaştığı direnç ise şu an ekranda gördüğünüz şekilde

La resistencia es la capacidad de llevar a cabo una actividad física o mental durante un período de tiempo prolongado sin cansarse. Se puede aumentar la resistencia con el entrenamiento, el mantenimiento de un estilo de vida saludable y el consumo de una dieta sana y equilibrada.

Yaşama gücü yorulmadan zamanın geniş bir süreci için bir fiziksel veya zihinsel aktivite taşıma kapasitesidir. Sen sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürerek sağlıklı ve dengeli bir diyet tüketerek, eğitim tarafından yaşama gücünü artırabilirsin.