Translation of "Siente" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Siente" in a sentence and their turkish translations:

¿Cómo se siente?

Ne hissediyorsun?

Siempre se siente perversa.

beni her defasında sarsıyor.

Eso se siente bien.

Bu iyi bir his.

Se siente muy bien.

Gerçekten iyi hissettirir.

Ahora se siente valorizada.

Lisa'nın yeni bir değer anlayışı var.

¿Alguien se siente mal?

Hasta olduğunu hisseden biri var mı?

Tom se siente mareado.

Tom iğrenç hissediyor.

¿Cómo se siente hoy?

- Bugün nasıl hissediyorsun?
- Bugün nasılsın?

Tom se siente mejor.

Tom daha iyi hissediyor.

Se siente mucho mejor.

Kendini çok daha iyi hissediyor.

¿Tom se siente solo?

Tom yalnız mı?

Tom se siente atrapado.

Tom kapana kısılmış hissediyor.

¿Tom siente lo mismo?

Tom aynı şekilde hissediyor mu?

- Nunca vamos a saber cómo se siente.
- Nunca sabremos cómo se siente.

Onun nasıl hissettiğini asla bilmeyeceğiz.

- Mi amiga se siente muy mal.
- Mi amigo se siente muy mal.

Arkadaşım kendini çok hasta hissediyor.

Se siente una resistencia increíble,

bu inanılmaz direnci hissedeceksiniz,

Él se siente muy feliz.

O çok mutlu hissediyor.

Nadie se siente optimista hoy.

Bugün hiç kimse iyimser hissetmiyor.

Espera a que me siente.

Ben oturuncaya kadar bekle.

Ella se siente mucho mejor.

Kendisini çok daha iyi hissediyor.

El suelo se siente frío.

Zemin soğuk.

Se siente como un sueño.

Bu bir rüya gibi.

Hoy Mary se siente mejor.

- Mary bugün daha iyi hissediyor.
- Mary bugün kendini daha iyi hissediyor.

¿Se siente usted bien hoy?

Bugün iyi hissediyor musun?

Esto se siente como seda.

Bu ipek gibi hissettiriyor.

Esta seda se siente suave.

Bu ipek yumuşak.

Tom se siente bien ahora.

Tom şimdi kendini iyi hissediyor.

Mi madre se siente mejor.

Annem daha iyi hissediyor.

Ella se siente mal hoy.

Bugün o kötü hissediyor.

Sé lo que se siente.

Ben duyguyu biliyorum.

Andrés siente odio por Ángela.

- Andres, Angela'dan nefret eder.
- Andrés Ángela'dan nefret eder.

¿Acaso Tom se siente maltratado?

Tom kendisine kötü muamele yapıldığını düşünüyor mu?

Nunca sabremos cómo se siente.

Onun nasıl hissettiğini asla bilmeyeceğiz.

¿Se siente seguro en casa?

Evde kendinizi güvende hissediyor musunuz?

- Tom dice que se siente bien.
- Tom dice que él se siente bien.

Tom iyi hissettiğini söylüyor.

Con tanta gente que siente inquietud,

Toplumumuzda yaşadığımız terör yüzünden

Todo su ser piensa, siente, explora.

Tüm varlığı düşünüyor, hissediyor, keşfediyor.

Cuando llueve, ella se siente triste.

Yağmur yağdığında, o hüzünlenir.

Parece que él nunca siente frío.

O, asla üşüyor gibi görünmüyor.

Tom se siente mal por Mary.

Tom, Mary için kendini üzgün hissediyor.

Está deprimido y se siente solo.

O, bunalımda ve yalnız.

Él se siente como en casa.

- O, evinde gibi hissediyor.
- O rahat hissediyor.

- Tom tiene frío.
- Tom siente frío.

Tom üşümüştü.

- ¿Os sentís jóvenes?
- ¿Se siente joven?

Kendinizi genç hissediyor musunuz?

Tom se siente mucho mejor ahora.

Tom şimdi kendini çok daha iyi hissediyor.

Y ya se siente mucho más fresco.

Buranın ne kadar daha serin olduğu şimdiden hissediliyor.

¿Desde cuándo siente los movimientos del feto?

Fetüsün hareketini ne zamandır hissedebiliyorsunuz?

Siente vergüenza de lo que ha hecho.

Yaptığından utanıyor.

Siente el ritmo y sigue el pulso.

Ritmi hissedin ve tempoyu takip edin.

¿Sabe lo que ella siente por él?

O, onun hakkında nasıl hissettiğini biliyor mu?

Se siente débil después de su enfermedad.

O, hastalığından sonra zayıf hissediyor.

Tom se siente responsable por lo ocurrido.

Tom olanlar için sorumlu hissediyor.

Tom sabe exactamente como Mary se siente.

Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak bilir.

Tom siente un profundo cariño por Mary.

Tom Mary'yi yürekten seviyor.

Tom se siente exactamente igual que Mary.

Tom tam olarak Mary gibi aynı şekilde hissediyor.

Tom no entiende cómo se siente Mary.

Tom Mary'nin nasıl hissettiğini anlamıyor.

Mucha gente se siente igual que Tom.

Bir sürü insan Tom'un hissettiği aynı şekilde hissediyor.

¿Cómo se siente Tom acerca de eso?

Tom bu konuda nasıl düşünüyor?

Tom dice que se siente muy cansado.

Tom çok yorgun hissettiğini söylüyor.

Algo que no se siente del todo bien.

Bir şeyler doğru hissettirmiyor.

Pero la manada siente el aroma del peligro.

Fakat sürü, tehlike kokusu alıyor.

Y la consecuencia es que se siente mejor

Bunun sonucunda, değerlerinizle uyuşan bir şekilde

Tom siente que su equipo ganará el juego.

Tom takımının oyunu kazanacağını hissediyor.

Ojos que no ven, corazón que no siente.

Gözden uzak olan, gönülden uzak olur

Tom dice que entiende cómo se siente María.

Tom Mary'nin nasıl hissettiğini anladığını söylüyor.

Tom se siente un poco mejor esta mañana.

Bu sabah Tom biraz daha iyi hissediyor.

Espero que nadie se siente delante de nosotros.

Umarım karşımızda kimse oturmaz.

¿Cómo se siente estar de vuelta en casa?

Eve geri dönmek nasıl bir duygu?

Ella piensa en él cuando se siente sola.

O, yalnız hissettiğinde onu düşünür.

Ella siente un gran cariño por sus padres.

Onun anne ve babasına büyük sevgisi var.

¡Conducir en la oscuridad se siente como volar!

Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.

Él solo la llama cuando siente deseo sexual.

O sadece azdığında onu arar.

Hoy él se siente mucho mejor que ayer.

Bugün dünden çok daha iyi hissediyor.

Tom dice que se siente mucho mejor hoy.

Tom bugün çok daha iyi hissettiğini söylüyor.

- Tú no eres el único que se siente de esa forma.
- No eres el único que se siente así.

Böyle hisseden sadece sen değilsin.

Nuestra mente se siente en paz, una paz mental.

aklımız uyumu, zihinsel uyumu hisseder.

Les puedo asegurar que la IA no siente amor.

yapay zekâda sevgi yetisi olmadığını size söyleyebilirim.

- ¿Cómo te sientes?
- ¿Cómo se siente?
- ¿Cómo se sienten?

Nasıl hissediyorsunuz?

Él se siente cómodo en la literatura inglesa moderna.

- O, modern İngiliz edebiyatını avucunun içi gibi biliyor.
- O, modern İngiliz edebiyatını avucunun içi gibi bilir.

Creo que los dos sabemos cómo se siente Tom.

Sanırım Tom'un nasıl hissettiğini her ikimiz de biliyoruz.

Tom se siente muy culpable acerca de lo sucedido.

Tom ne olduğu hakkında çok suçlu hissediyor.

- ¿Qué tal te encuentras hoy?
- ¿Cómo se siente hoy?

Bugün nasıl hissediyorsun?

Tom siempre se siente feliz cuando ve a Mary.

Mary'yi gördüğünde, Tom her zaman mutlu hissediyor.

Aquí, todo el mundo se siente respetado y apreciado.

Burada, herkes saygı duyar ve takdir edilir.

No deja que nadie se siente en su sillón.

O, hiç kimsenin sandalyesinde oturmasına izin vermeyecek.

Cuando uno siente emociones, como la alegría, paz, compasión, empatía

Yani neşe, barış, merhamet, empati gibi duygular deneyimlediğinizde

Por otro lado, si uno se siente culpable, hostil, deprimido

Diğer yandan, eğer suçluluk, düşmanlık, depresyon, vücudunuzda

El rostro de Tom se siente áspero porque debe afeitarse.

Tom'un yüzü pürüzlü, çünkü onun tıraş olmaya ihtiyacı var.

No soy el único que se siente de esa forma.

Ben o şekilde hisseden tek kişi değilim.

Me gustaría preguntarle a Tom si él siente lo mismo.

Aynı şekilde hissedip hissetmediğini Tom'a sormak istiyorum.

No parece raro, pero por alguna razón se siente raro...

Garip görünmüyor ama nedense garip hissettiriyor.

La gente valiente siente miedo, pero eso no les detiene.

Cesur insanlar korkar ama bu onları durdurmaz.

Él se siente cansado después de la clase de alemán.

O, Almanca dersinden sonra yorgun hissediyor.

¿Se siente como que no puede conectar con otras personas?

İnsanlarla iletişim kurmakta zorlandığınızı düşünüyor musunuz?