Translation of "Llamarte" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Llamarte" in a sentence and their turkish translations:

¿Cuándo puedo llamarte?

Seni ne zaman arayabilirim?

Traté de llamarte.

Sana telefon etmeye çalıştım.

¿Puedo llamarte Tom?

Sana Tom diyebilir miyim?

Pronto volveré a llamarte.

Yakında seni tekrar arayacağım.

Soy Pam. ¿Cómo puedo llamarte?

Ben Pam. Senin adın ne?

¿Debería yo llamarte un taxi?

- Sana bir taksi çağırayım mı?
- Sana bir taksi tutayım mı?

Intenté llamarte pero no pude.

Seni aramaya çalıştım ama arayamadım.

Perdón por llamarte tan temprano.

Seni bu kadar erken aradığım için özür dilerim.

Tendré que llamarte más tarde.

Seni daha sonra aramak zorunda kalacağım.

- Me olvidé de llamarle por teléfono.
- Me olvidé de llamarte.
- Se me olvidó llamarte.

Seni aramayı unuttum.

Intenté llamarte anoche pero no contestaste.

Dün gece seni aramaya çalıştım, fakat cevap vermedin.

- ¿Puedo telefonearle mañana?
- ¿Puedo llamarte mañana?

Yarın seni arayabilir miyim?

Cuando no lo haces, pueden llamarte madera

yapmadığızda'da size odun diye hitap edebiliyorlar

No pude llamarte; el teléfono no funcionaba.

Seni arayamadım; telefon bozuktu.

La haré llamarte tan pronto como regrese.

O geri gelir gelmez ona seni aratacağım.

- Volveré a llamarte.
- Te volveré a llamar.

- Ben seni tekrar arayacağım.
- Seni tekrar arayacağım.

Tom planea llamarte justo después del almuerzo.

Tom öğle yemeğinden hemen sonra seni aramayı planlıyor.

Él fue tan lejos como para llamarte hipócrita.

Sana ikiyüzlü diyecek kadar ileri gitti.

Discúlpame por llamarte tan temprano en la mañana.

Sizi sabah çok erken aradığım için lütfen beni bağışlayın.

- ¿Puedo llamarte de vuelta?
- ¿Te puedo llamar de vuelta?

Seni tekrar arayabilir miyim?

Él dijo en el comentario, ¿viste a alguien llamarte fanático?

Dedi ki yorumda birisi sana yobaz demiş gördün mü?

Tu telegrama llegó cuando estaba a punto de llamarte por teléfono.

Tam sana telefon etmek üzereyken senin telgrafın geldi.