Translation of "Temprano" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Temprano" in a sentence and their turkish translations:

- Vení temprano.
- Ven temprano.
- Vengan temprano.
- Venga temprano.

Erken gel.

- Levantate temprano.
- Levántate temprano.

Erken kalk.

- Es temprano todavía.
- Todavía es temprano.

Hâlâ çok erken.

Vikingo temprano.

döneminde

Levántense temprano.

Erken kalk.

Despierto temprano.

Erken uyanırım.

Vienen temprano.

Onlar erken geldi.

Almorzamos temprano.

Biz erken bir öğle yemeği yedik.

Es temprano.

Vakit erken.

Llegaste temprano.

Erken geldin.

Levántate temprano.

Erken kalk.

Cerramos temprano.

Erken kapattık.

Llegué temprano.

- Erken geldim.
- Erken ulaştım.

- Yo me levanto temprano.
- Me levanto temprano.

- Erkan kalkıyorum.
- Erken kalkarım.

- Mañana me levanto temprano.
- Mañana me levantaré temprano.

Yarın erken kalkacağım.

- Tenía que levantarme temprano.
- Tuve que levantarme temprano.

Erken kalkmak zorundaydım.

- Volveremos tarde o temprano.
- Regresaremos tarde o temprano.

Er geç döneceğiz.

Es invierno temprano.

...kışın başları.

Acordamos empezar temprano.

Biz erken başlamak için anlaştık.

Me levanté temprano.

Ben erken kalktım.

Debemos irnos temprano.

Biz erken çıkmalıyız.

Es tan temprano.

Çok erken.

¿Deberíamos levantarnos temprano?

Daha erken kalkmamıza gerek var mı?

Acordaron empezar temprano.

Onlar erken başlamak için aynı fikirdeler.

Llegué demasiado temprano.

Ben çok erken vardım.

¡Odio levantarme temprano!

Erken kalkmaktan nefret ederim.

Tom llega temprano.

Tom erken geldi.

Todavía es temprano.

Hâlâ erken.

Salimos mañana temprano.

Yarın sabah erken ayrılıyoruz.

Quiero irme temprano.

Ben erken ayrılmak istiyorum.

Tom vino temprano.

Tom erken geldi.

Nos levantamos temprano.

Erken kalktık.

Comenzaremos mañana temprano.

Yarın sabah başlayacağız.

Tom volvió temprano.

Tom erken geri geldi.

Deberías dormirte temprano.

Erkenden uyuyman gerekir.

Me acuesto temprano.

Erken yatarım.

Es demasiado temprano.

Bu çok erken.

- Es muy pronto.
- Es muy temprano.
- Es demasiado temprano.

- Çok erken.
- Bu çok erken.

- Quiero irme temprano a la cama.
- Quiero acostarme temprano.

Erkenden yatmak istiyorum.

- Moriremos tarde o temprano.
- Tarde o temprano vamos a morir.

Er ya da geç öleceğiz.

Pero, tarde o temprano,

Ama eninde sonunda,

Moriremos tarde o temprano.

Biz hepimiz er ya da geç öleceğiz.

El bus partió temprano.

Otobüs erken ayrıldı.

¿Por qué llegaste temprano?

Niçin erken geldin?

Mañana, Tom desayunará temprano.

Tom yarın erken kahvaltı yapacak.

Él se levanta temprano.

O erken uyanır.

Es bueno levantarse temprano.

Erken kalkmak iyidir.

¿Sería mejor empezar temprano?

Erken başlamak daha iyi olur muydu?

Volverá tarde o temprano.

Er ya da geç geri gelecek.

Llegué allá demasiado temprano.

Oraya çok erken vardım.

Todavía es demasiado temprano.

Hâlâ çok erken.

Normalmente me levanto temprano.

Ben genellikle sabah erken kalkarım.

Gracias por venir temprano.

Erken geldiğin için teşekkür ederim.

Me despierto muy temprano.

Çok erken kalkarım.

Me levanto muy temprano.

Çok erken kalkarım.

El tren llega temprano.

Tren erken geldi.

Tenemos que salir temprano.

Biz biraz daha erken ayrılmak zorundayız.

¿Puedo salir más temprano?

Yola erken çıkabilir miyim?

Estaré en casa temprano.

Erken evde olacağım.

Ella solía levantarse temprano.

O erken kalkardı.

Tarde o temprano confesará.

Er ya da geç itiraf edecek.

Liisa vino demasiado temprano.

Liisa çok erken geldi.

Vamos a cerrar temprano.

Erken kapatıyoruz.

Tengo que levantarme temprano.

Erken kalkmalıyım.

Me gusta levantarme temprano.

Erken kalkmayı severim.

Mañana regresaré más temprano.

Yarın daha erken döneceğim.

Él solía levantarse temprano.

O erken kalkardı.

Quisiera que vinieras temprano.

Erken gelmeni istiyorum.

Ellas necesitan levantarse temprano.

Onların erken kalkmaları gerekir.

Llegar temprano está bueno.

Erken gelmek iyidir.

Sé que es temprano.

Erken olduğunu biliyorum.

Me desperté temprano ayer.

Dün erken uyandım.

- Él me prometió que vendría temprano.
- Él me prometió venir temprano.

O, erken gelmek için bana söz verdi.

- Tom odia levantarse a la mañana temprano.
- Tom odia levantarse temprano.

Tom sabah erken kalkmaktan nefret eder.

- Él se levantó temprano esta mañana.
- Esta mañana se ha levantado temprano.

O bu sabah erken kalktı.

- No tienes que venir tan temprano.
- No tenés que venir tan temprano.

O kadar erken gelmene gerek yok.

- Vuelve a casa temprano.
- Vuelve pronto a casa.
- Volvé a casa temprano.

Eve erken gel.

- Me levanté temprano esta mañana.
- Esta mañana me he levantado muy temprano.

Bu sabah çok erken kalktım.

Es importante levantarse temprano aquí,

Çölde güne erken başlamak önemlidir,

Es importante levantarse temprano aquí.

Çölde güne erken başlamak önemlidir.

¿Para qué viniste tan temprano?

Buraya neden bu kadar erken geldin?

Es demasiado temprano para levantarse.

- Kalkmak için çok erken.
- Kalkmak için vakit çok erken.

Tarde o temprano, debemos morir.

Er ya da geç ölmeliyiz.

Mi madre se levanta temprano.

Annem erken kalkar.