Translation of "Traté" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Traté" in a sentence and their turkish translations:

Traté de escribirle.

Ona yazmaya çalıştım.

Traté de advertirte.

Seni uyarmaya çalıştım.

Traté de protegerte.

Seni korumaya çalıştım.

Traté de llamarte.

Sana telefon etmeye çalıştım.

Traté de esconderme.

- Gizlenmeye çalıştım.
- Gizlenmeyi denedim.
- Saklanmaya çalıştım.

Traté de animarlo.

Ona moral vermeye çalıştım.

Traté de no reírme.

Ben gülmemeye çalıştım.

Yo traté de ayudar.

Ben yardım etmeye çalıştım.

Traté de conseguir buenas notas.

İyi notlar almaya çalıştım.

Traté de ser tu amigo.

Arkadaşın olmaya çalıştım.

Traté de hablar con Tom.

- Tom'la konuşmaya çalıştım.
- Tom'la konuşmayı denedim.

Traté de salvar a Tom.

Tom'u kurtarmaya çalıştım.

Traté en vano de seducirla.

Onu boşuna kandırmaya çalıştım.

Yo traté de escribir una novela.

Bir roman yazmaya çalıştım.

Traté dos veces, pero ninguna funcionó.

İki kez denedim fakat hiçbiri işe yaramadı.

Traté de concentrarme en la lectura.

Dikkatimi okumaya odaklamaya çalıştım.

Traté de convencerlo de mi inocencia.

Masumiyetimle ilgili onu ikna etmeye çalıştım.

Traté de criar sola a Tom.

Tom'u tek başıma yetiştirmeye çalıştım.

Traté de pararme con la cabeza.

Başımın üstünde durmaya çalıştım.

Traté de no mirarla a los ojos.

Onun gözlerine bakmaktan kaçınmaya çalıştım.

La traté como a mi propia hija.

Ona kendi kızım gibi davrandım.

- Traté de resolver el problema pero no pude.
- Traté de resolver el problema, pero no lo conseguí.

Sorunu çözmeye çalıştım ama çözemedim.

Traté de llamarlo, pero la línea estaba ocupada.

Ben onu aramaya çalıştım, ama hat meşguldü.

Traté de hacer que Tom ayudara a Mary.

Tom'a Mary'ye yardım ettirmeye çalıştım.

Traté de ubicarte telefónicamente, pero me fue imposible comunicarme.

Telefonda sana ulaşmaya çalıştım,ancak bu mümkün olmadı.

Traté de razonar con él, pero sencillamente no escucha.

Onu ikna etmeye çalıştım ama o dinlemeyecek.

Traté de abrir la puerta con toda mi fuerza.

- Tüm gücümle kapıyı açmaya çalıştım.
- Tüm gücümle kapıyı açmayı denedim.

Traté de parar la pelea, pero eso no era fácil.

Onların tartışmasını durdurmaya çalıştım ama bu kolay değildi.

Traté de convencer a Tomás para que volviera a casa.

Tom'u eve gelmesi için ikna etmeye çalıştım.

Traté de averiguar cuántas personas viven realmente en esta ciudad.

Bu kasabada gerçekten kaç kişinin yaşadığını öğrenmeye çalıştım.

Traté de levantarme, pero mi cuerpo estaba pesado como plomo.

Kalkmaya çalıştım ama vücudum kurşun gibi ağırdı.

Incluso traté de escribir una canción acerca de lo que ocurrió.

Olanlarla ilgili bir şarkı yazmayı bile denedim.

Traté de hablar chino y el señor Wang trató de hablar francés.

Ben Çince konuşmayı denedim, Bay Wang'sa Fransızca konuşmayı denedi.

- Intenté fingir que no me importaba.
- Traté de fingir que no me importaba.
- Intenté fingir que me la traía al fresco.
- Traté de fingir que me la traía al fresco.
- Intenté fingir que me traía sin cuidado.
- Traté de fingir que me traía sin cuidado.

Umursamıyorum gibi davranmaya çalıştım.

- Intenté animarla, pero ella no hacía más que llorar.
- Traté de animarla, pero ella no hacía más que llorar.

Onu neşelendirmeye çalıştım ama o ağlamaktan başka bir şey yapmadı.