Examples of using "Tendré" in a sentence and their turkish translations:
Ben aç olacağım.
Bunu aklımda tutacağım.
Ben onlara yardım etmek zorunda kalacağım.
Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.
Korkmayacağım.
Daha çok çalışmak zorunda olacağım.
Ben gözlerimi kapalı tutacağım.
Sanırım bunu düşünmek zorunda kalacağım.
Problemlerini aklımda tutacağım.
Mayısta on altı olacağım.
Başka bir şey denemek zorunda kalacağım.
Zamanım olacak mı bilmiyorum.
Bunu kendim yapmam gerekecek.
Seni daha sonra aramak zorunda kalacağım.
Ben yakında ayrılmak zorundayım.
Sanırım somon alacağım.
Tavsiyeni aklımda tutacağım.
Programımı kontrol etmem gerekecek.
Planlarımı değiştirmem gerekecek.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
Biraz daha test yapmam gerekir.
Yarın ona gerçeği söylemek zorunda kalacağım.
Önümüzdeki yıl on altı yaşında olacağım.
Öğleye kadar işi bitirmiş olacağım.
Yarın meşgul olmayacağım.
Tom'u yakında uyandırmalıyım.
Korkarım zamanım olmayacak.
Sandalyeye çıkmam gerekecek.
Onu aklımda tutacağım.
Ne yazık ki fazla boş vaktim olmayacak.
Bunu yapmak için zamanımın olup olmayacağını bilmiyorum.
İnşaat ruhsatı almam gerekecek.
Bütün bu şeyleri sizin için 2.30'a kadar hazırlayacağım.
Ve bana ışık veriyor. Tamam, gidelim.
Yakında bir gün istediğim her şeye sahip olacağım.
Onu babama açıklamak zorunda kalacağım.
Ne yazık ki sana bazı terbiyeler öğretmek zorunda kalacağım, Tom.
İntikamımı alacağım.
Er ya da geç, Bunu yapmaktan vazgeçmek zorunda kalacağım.
Birkaç hafta içinde otuz yaşında olacağım.
Bir iyi geceler öpücüğü olmadan tatlı rüyalar görmeyeceğim.
2.30'dan önce onu yaptırmış olacağım.
Bir iyi geceler öpücüğü olmadan tatlı rüyalar görmeyeceğim.
Süreli bir iş bulmak zorunda kalacağım.
Dolma kalemimi kaybettim. Yarın bir tane satın almak zorundayım.
Sen giyinirken tırnaklarımı törpüleyecek zamanım olacak.
Öteki hafta işe gitmek zorunda olmayacağım.
Sanırım ben Noel'den sonra diyete geri dönmek zorundayım.
Paris'e giden 8:15 trenine binmek zorundayım.
Saatimi kaybettim, bu yüzden şimdi başka bir tane satın almak zorundayım.
Çok sık geç gelirsen seni kovmak zorunda kalacağım.
Ben gelecek yıl on yedi olacağım.
Bu maçı gerçekten izlemek istiyorum fakat zamanım olup olmadığından emin değilim.
- Vaktim olup olmadığını bilmiyorum.
- Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.