Translation of "Digan" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Digan" in a sentence and their turkish translations:

Y digan: "Sí,

Ve biz de, ''Evet tabii güzel bir gündü.

Digan sí, adelante.

Buyurun evet diyin.

Todos digan "cheese".

Herkes peynir desin.

Harás lo que te digan.

Sana söylendiği gibi yapacaksın.

No me importa lo que digan.

Ne dedikleri umurumda değil.

¡No le digan nada a mi novia!

Kız arkadaşıma hiçbir şey söyleme.

- Párate cuando digan tu nombre.
- Ponte de pie cuando digan tu nombre.
- Ponte de pie cuando te llamen.

Adınız çağrıldığında ayağa kalkın.

No digan que Uds. pasaron por lo mismo.

kendi ailenizden birini kaybettiğiniz zamanı anlatmayın.

No digan: "Lo que pueda hacer para ayudar".

"Yardım etmek için ne yapabilirseniz" demeyin.

Y les agradezco que no las digan en alto

bunu dile getirmediğiniz için teşekkürler

Que los hombres digan, como dice mi amigo Louis,

Birçok erkeğe göre, arkadaşım Louis gibi,

Si están en peligro, señalen al hombre y digan:

adamı işaret etmelerini ve ''Bak, o kötü adam,

Quiero que Tom y Mary digan que estaban equivocados.

Tom ve Mary'nin hatalı olduklarını söylemelerini istiyorum.

Los niños creerán lo que sus padres les digan.

Çocuklar anne ve babalarının onlara söylediklerine inanırlar.

No te fíes de todo lo que te digan.

Onların sana söylediği hiçbir şeye aldırış etme.

Aún estoy esperando que me digan lo que pasó.

Hâlâ ne olduğunun anlatılmasını bekliyorum.

No quiero que me digan lo que tengo que hacer.

Ne yapacağımın söylenilmesini istemiyorum.

Por favor siéntese y espere hasta que digan su nombre.

Lütfen oturun ve adınız çağrılıncaya kadar bekleyin.

A Tom no le interesa lo que digan de María.

Tom insanların Mary hakkında söylediklerini umursamaz.

- A Tom no le gusta que le digan lo que tiene que hacer.
- A Tom no le gusta que le digan qué hacer.

Tom ne yapacağının söylenmesini sevmiyor.

Tom está cansado de que le digan que está demasiado gordo.

Tom çok şişman olduğunun söylenilmesinden bıktı.

- Decí la verdad.
- Di la verdad.
- Digan la verdad.
- Decid la verdad.

Gerçeği söyle.

La principal razón de que los niños digan mentiras es evitar oír reprimendas.

Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni azar işitmekten kaçınmaktır.

- Por favor, di algo.
- Por favor, decí algo.
- Por favor, diga algo.
- Por favor, digan algo.

Lütfen bir şey söyle.

No prestes atención a lo que digan los demás, lo importante es lo que tú pienses.

Başkalarının ne dediğini boş ver. Önemli olan senin nasıl düşündüğün.

- No le digas a nadie que hemos hecho esto.
- No le digan a nadie que hicimos esto.

Kimseye bunu yaptığımızı söyleme!

- Por favor, di que sí.
- Por favor, diga que sí.
- Por favor, digan que sí.
- Por favor, decí que sí.

Lütfen evet de.

- No se lo digas a mi novia.
- No se lo digáis a mi novia.
- No se lo digan a mi novia.
- No se lo diga a mi novia.

Kız arkadaşıma söyleme.