Translation of "Pie" in Turkish

0.041 sec.

Examples of using "Pie" in a sentence and their turkish translations:

- Iba a pie.
- Fui a pie.

Tabanvayla gittim.

- El pie me duele.
- Me duele el pie.

Ayağım ağrıyor.

¡Ovación de pie!

Ayakta alkış!

Vine a pie.

Yaya geldim.

Iba a pie.

Ben yürüyerek gidiyordum.

Fui a pie.

- Ben yürüyerek gittim.
- Yaya olarak gittim.
- Tabanvayla gittim.
- Yürüyerek gittim.
- Yayan gittim.

¿Vamos a pie?

Yaya mı gideceğiz?

Viajamos a pie.

Biz yaya gezdik.

Fuimos a pie.

- Biz yaya gittik.
- Biz yürüyerek gittik.

- Estás parado sobre mi pie.
- Estás parada sobre mi pie.

Ayağımda duruyorsun.

- Me hice daño en el pie.
- Me lastimé el pie.

Ben ayağımı incittim.

Y aún de pie

ve hala ayakta

¿Puedo llegar a pie?

Oraya yürüyebilir miyim?

Juré morir de pie.

Ben ayakta ölmeye yemin ettim.

Me duele el pie.

Ayağımda bir ağrı var.

Yo duermo de pie.

Ayakta uyuyorum.

Preferimos ir a pie.

- Yürüyerek gitmeyi tercih ediyoruz.
- Yayan gitmeyi tercih ediyoruz.

Me duermo de pie.

Ayakta uyuyorum.

La gente viajaba a pie.

İnsanlar yürüyerek seyahat ederlerdi.

Subí la colina a pie.

Ben tepeye yürüdüm.

Por favor, permanezcan de pie.

Lütfen ayakta kalın.

- ¡Levanta!
- ¡Parate!
- ¡Párate!
- ¡De pie!

Ayağa kalk!

Quita el pie del embrague.

Ayağını debriyajdan kaldır.

Se me durmió el pie.

Ayağım karıncalandı.

Apenas podía mantenerme en pie.

Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.

Volvimos a casa a pie.

Yürüyerek eve geldik.

Voy al colegio a pie.

Okula yaya giderim.

Me gustaría quedarme de pie.

Ayakta durmak istiyorum.

Tom sintió su pie entumecido.

Tom'un ayaklarını uyuşmuş hissediyordu.

¿Cuánto se tarda a pie?

Yaya olarak ne kadar zaman alır?

Él llegó aquí a pie.

O buraya yürüyerek geldi.

Ese hombre nació de pie.

O adam şanslı doğdu.

Tom tiene pie de atleta.

Tom'un atlet ayağı var.

Todos nos pusimos de pie.

Hepimiz ayakta durduk.

Tom llegó aquí a pie.

- Tom buraya yürüyerek geldi.
- Tom buraya yayan gelmiş.

- De aquí en adelante iremos a pie.
- A partir de aquí iremos a pie.

Bu noktadan itibaren yürüyerek gideceğiz.

Todos pónganse de pie, por favor.

Herkes ayağa kalksın, lütfen.

Cada vez que movía el pie.

çıkartma sesi çıkarıyordu.

Empaco esto, e iremos a pie.

Bunu toplayıp yürümeye başlayacağız.

Se me durmió el pie derecho.

Sağ ayağım uyuşuyor.

El hombre se puso de pie.

Adam ayağa kalktı.

No siento mis dedos del pie.

Ayak parmaklarımı hissedemiyorum.

Todo el mundo está de pie.

Herkes ayakta.

Nos levantamos con el pie incorrecto.

- Kötü bir başlangıç yaptık.
- Yanlış ayakla çıktık.

Tiene una pelota sobre el pie.

Onun ayağında bir topu var.

Se me durmió el pie izquierdo.

Benim sol ayağım uyuştu.

¿Qué le pasó a tu pie?

Ayağına ne oldu?

Lea el pie de la página.

Sayfanın altındaki notu okuyun.

Me pisó el pie a propósito.

Kasıtlı olarak ayağıma bastı.

Siempre voy al colegio a pie.

Ben okula her zaman yayan giderim.

Generalmente vamos al colegio a pie.

Biz genellikle okula yürürüz.

- Se quedaron.
- Se mantuvieron.
- Se pusieron de pie.
- Se pararon.
- Estaban de pie.
- Estaban parados.

Onlar ayakta durdu.

Solo tenía que apoyar el pie derecho.

Sağ ayağım üstünde dik duracaktım.

Si estamos de pie definitivamente debemos caer

ayaktaysak mutlaka ama mutlaka yere çökmeliyiz

Se ubica al pie del monte Fuji.

Fuji dağının eteğinde yer alıyor.

El niño pisó mi pie a propósito.

Çocuk kasten ayağıma bastı.

Él pateó la pelota con su pie.

Topa ayağıyla vurdu.

Tom se golpeó el dedo del pie.

Tom ayak parmağını çarptı.

Tom puso un pie en el freno.

Tom frene bastı.

- Él estaba parado.
- Él estaba de pie.

O, ayakta duruyordu.

Masako normalmente va al colegio a pie.

Masako okula genellikle yürüyerek gider.

Mirar nota al pie en página 5.

Sayfa beşteki dipnota bakın.

Me duele el dedo pequeño del pie.

- Küçük ayak parmağımda ağrı var.
- Küçük ayak parmağımda bir ağrı var.

- Normalmente voy andando.
- Suelo ir a pie.

Genelde yaya giderim.

Ella siempre va al colegio a pie.

- O, her zaman okula yürür.
- Okula her zaman yürür.

Tom aplastó la caja con su pie.

Tom kutuyu ayağıyla ezdi.

Se ha levantado con el pie izquierdo.

Tom ters tarafından kalktı.

Él vendrá a pie o en bicicleta.

O, yaya ya da bisikletle gelecek.

Cuando Tom puso el pie en el arroyo, sintió que algo le mordía el dedo del pie.

Tom ayağını dereye koyduğunda ayağını ısıran bir şey hissetti.

- ¿Vas todos los días a pie al colegio?
- ¿Va a pie a la escuela todos los días?

- Okula her gün yürüyerek mi gidiyorsun?
- Okula her gün yürüyerek mi gidiyorsunuz?
- Okula her gün yürüyerek mi gidersin?

- Ella me pidió perdón por haberme pisado el pie.
- Ella se disculpó conmigo por haber pisado mi pie.

O, ayağıma bastığı için benden özür diledi.

- Párate cuando digan tu nombre.
- Ponte de pie cuando digan tu nombre.
- Ponte de pie cuando te llamen.

Adınız çağrıldığında ayağa kalkın.

- ¿Va a pie a la escuela todos los días?
- ¿Vas a la escuela a pie todos los días?

- Her gün okula yürür musun?
- Okula her gün yürür müsün?

Bien, creo que iremos a pie desde aquí.

Tamam, görünüşe göre şu andan itibaren yürüyeceğiz.

Sino a estar dispuestos a ponerse de pie,

istemeyi ve onları şekillendiren

Tengo pie de atleta y es muy irritante.

Benim ayak mantarım var ve çok kaşıntılı.

Las anotaciones están al pie de la página.

Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.

¡Se me ha vuelto a dormir el pie!

Ayağım tekrar uyuştu!

Prefiero ir a pie que ir en autobús.

Yaya gitmeyi otobüsle gitmeye tercih ederim.

La ciudad está al pie de la montaña.

Şehir dağın eteğindedir.

Todos nos pusimos de pie al mismo tiempo.

Hepimiz aynı anda ayağa kalktık.

¿Por qué vas a la escuela a pie?

Okula neden yürüyerek gidiyorsun?

- Póngase de pie, por favor.
- Párese, por favor.

Ayağa kalk, lütfen.

Tuve que irme a la casa a pie.

Eve yürümek zorunda kaldım.

Algunos fueron a pie, y otros en bicicleta.

Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.

Alguien me pisó el pie en el tren.

Trende birisi ayağıma bastı.

Su madre estaba de pie en el umbral.

Onun annesi girişte duruyordu.

- Él se puso de pie.
- Él se levantó.

- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.

Él se lastimó su pie izquierdo al caer.

O, düştüğünde sol ayağını yaraladı.

Es mejor morir de pie que vivir arrodillado.

Dizlerinin üzerinde yaşamaktansa ayakta ölmek daha iyidir.