Translation of "Bromas" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Bromas" in a sentence and their turkish translations:

Haré algunas bromas.

Bazı espriler yapacağım.

- Tus bromas no son divertidas.
- Tus bromas no son graciosas.

Şakaların komik değil.

¡Para de hacerme bromas!

Bana oyun oynamayı kes!

Me encantan las bromas.

Ben el şakalarını severim.

No mediante bromas sino historias.

hikâyelerden geçtiğini keşfettim.

Sus bromas no hicieron gracia.

Onun şakaları işe yaramadı.

Sus bromas nos hicieron reír.

Esprileriyle bizi güldürdü.

- Fuera de bromas, a lo mejor funciona.
- Bromas aparte, a lo mejor funciona.

Şaka bir yana, çalışıyor olabilir.

- No pude evitar reírme de sus bromas.
- No podía evitar reírme de sus bromas.

Onun şakalarına gülmemek elimde değildi.

A Tom le gusta gastarme bromas.

Tom benim üstümden dümen çevirmeyi sever.

He tenido suficiente de sus bromas.

Onun şakalarından gına geldim.

- Déjate de bromear.
- Déjate de bromas.

Dalga geçmeyin.

Tom siempre se cree mis bromas.

Tom her zaman benim fıkralarımı çok beğenir.

Pero se necesita más que solo bromas

Profesyonel komedyenlik için

Hacía grandes bromas e incluso mejores preguntas.

harika espriler yapıyor ve çok güzel sorular soruyordu.

Sus bromas nos hicieron reír a todos.

Onun şakaları hepimizi güldürdü.

No me gustan esa clase de bromas.

- Bu tür şakayı sevmiyorum.
- Ben bu tür şakaları sevmiyorum.
- Bu cins şakalardan hoşlanmam.
- Bu tarz şakalardan hoşlanmam.

Me encantan las bromas acerca de animales.

Hayvanlar hakkındaki fıkraları seviyorum.

¡Hombre, no me fastidies con esas bromas!

O şakalarla beni kızdırma.

Tomás se ríe de sus propias bromas.

Tom kendi esprilerine gülüyor.

Hoy no ando de humor para bromas.

Şaka yapacak durumda değilim.

Tom a menudo le hacía bromas al profesor.

Tom çoğunlukla öğretmenle şakalar yapardı.

La gente aquí se ríe de mis bromas.

Buradaki insanlar şakalarıma gülüyorlar.

- Nunca entiendes mis chistes.
- Nunca entiendes mis bromas.

Sen şakalarımı asla anlamıyorsun.

A menudo él se ríe de sus propias bromas.

Kendi esprilerine sık sık güler.

- No entiende los chistes.
- Él no entiende las bromas.

O şakalardan anlamaz.

¡Hoy es 1 de abril! ¡Vámonos a hacer bromas!

Bugün 1 Nisan! Haydi şaka yapmaya!

Tom se reía poco de las bromas de Mary.

Tom nadiren Mary'nin şakalarına güldü.

Sus bromas de mal gusto sacaban a Jane de quicio.

Onun nezaketsiz şakaları Jane'i kızdırdı.

Tom casi nunca se reía de las bromas de Mary.

Tom nadiren Mary'nin şakalarına güldü.

No puedo hacer reír a Taninna. No le gustan mis bromas.

Taninna'yı güldüremiyorum. Şakalarımdan hoşlanmıyor.

El problema con la falta de oxígeno es que la mente juega bromas.

Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.

Harold Hardrada, solo se puede decir bien, murió como un vikingo, haciendo bromas, haciendo poemas,

Harold Hardrada, sadece iyi söyleyebilirsin, bir Viking gibi öldü, şakalar yaptı, şiirler yaptı,

Como Vöggr con su juramento de lealtad ... o puedes gastar bromas pesadas como el Jomsviking

kirli oyunlar oynayabilirsin … ya da Jomsviking gibi adamın ellerini kesmesi

Había sido el blanco de todas las bromas, incluso cuando había jurado vengar la muerte de Hrolf.

Hrolf'un ölümünün intikamını almaya yemin ettiğinde bile tüm şakaların konusu olmuştu.

Tom se rio de todas las bromas de Mary, incluso de las que no pensaba que fueran divertidas.

Tom Mary'nin fıkralarının hepsine güldü, komik olduğunu düşünmediklerine bile.

- Me gusta la forma en la que ella ríe mis gracias.
- Me gusta la forma en la que ella ríe mis bromas.

Şakalarıma gülme şeklini seviyorum.

La conversación sobre la contraseña de Da Vinci, que todavía está sujeta a bromas hoy, salió con un trabajo que hizo en ese momento.

Bugün hala daha esprilere konu olan Da Vinci'nin şifresi muhabbeti o dönemlerde yaptığı bir eserle ortaya çıktı