Translation of "Hicieron" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Hicieron" in a sentence and their turkish translations:

- Lo hicieron.
- Lo hicieron ellos.
- Ellos lo hicieron.
- Lo lograron.

Onlar yaptı.

¿Qué hicieron?

Onlar ne yaptılar?

- Ellas no hicieron nada.
- Ellos no hicieron nada.

Onlar hiçbir şey yapmadı.

Y lo hicieron.

Gerçekten öyle oluyor.

¿Lo hicieron ustedes?

Onu yaptın mı?

Lo hicieron todos.

Onların hepsi bunu yaptı.

- Engañaron.
- Hicieron trampas.

Onlar aldatırlar.

¿Te hicieron daño?

Onlar seni incitti mi?

Pronto hicieron amistad.

Hemen arkadaş oldular.

Hicieron muchos cambios.

Onlar çok değişiklik yaptı.

Nunca hicieron dinero.

Hiçbir zaman para kazanamadılar.

- Me hicieron ir allí solo.
- Me hicieron ir allí sola.

Onlar beni oraya yalnız gönderdiler.

- Lo hicieron con buena intención.
- Lo hicieron de buena fe.

Onların niyeti iyiydi.

hicieron un anuncio importante:

verecekleri büyük bir haber vardı.

Hicieron muchos diseños nuevos

Bir sürü yeni tasarımlar yaptılar

Hicieron un buen trabajo.

Onlar iyi bir iş yaptı.

Me hicieron ir allí.

Onlar beni oraya gönderdi.

¿Cómo se hicieron famosos?

Onlar nasıl ünlü oldular?

Hicieron blanco tres veces.

Onlar üç kez büyük ikramiye kazandı.

Ellos no lo hicieron.

Onlar onu yapmadılar.

¿Sabes lo que hicieron?

- Onların ne yaptıklarını biliyor musun?
- Onların ne yaptıklarını biliyor musunuz?

¿Por qué hicieron eso?

Onu niçin yaptılar.

¿Por qué lo hicieron?

Neden onlar onu yaptılar?

Ellos nos hicieron pagar.

Onlar bize ödetti.

Pero entonces hicieron algo brillante:

Ama sonra akıllıca bir şey yaptılar.

Los animales se hicieron posibles.

hayvanlar mümkün oldu.

Los distintos imperios, ¿qué hicieron?

Farklı imparatorluklar ne yaptı?

Y, por supuesto, lo hicieron.

Ve tabii ki yaptılar.

Los soldados se hicieron traidores.

Askerler vatan haini çıktı.

Sus bromas no hicieron gracia.

Onun şakaları işe yaramadı.

Sus sueños se hicieron realidad.

Onun hayalleri gerçekleşti.

Mis oraciones se hicieron realidad.

Dualarım gerçekleşti.

Nuestros sueños se hicieron realidad.

Hayallerimiz gerçek oldu.

Hicieron lo que les dijeron.

Onlara söyleneni yapmışlar.

Sus palabras lo hicieron enojar.

Onun sözleri onu kızdırdı.

Lo hicieron unas cuantas veces.

Onlar bunu birkaç kez yaptı.

Algunas personas no hicieron nada.

Bazı insanlar hiçbir şey yapmadı.

Los dos lo hicieron bien.

İkiniz de iyi yaptınız.

Sus palabras me hicieron enojar.

Sözleri beni hasta ediyor.

Ellos no hicieron un trato.

Onlar kontrat yapmadı.

Rápidamente se hicieron amigos íntimos.

Onlar çabucak yakın arkadaş oldular.

Me hicieron esperar una eternidad.

Çok uzun süre bekletildim.

Lo hicieron por el dinero.

Onlar onu para için yaptılar.

Me hicieron trabajar el domingo.

Pazar günü çalışmaya zorlandım.

Sus bromas nos hicieron reír.

Esprileriyle bizi güldürdü.

Ellos hicieron un extraño descubrimiento.

- Garip bir keşif yaptılar.
- Onlar tuhaf bir keşif yaptı.

Me hicieron ir allí solo.

Beni buraya yalnız başıma getirttiler.

No lo hicieron a propósito.

Bilerek yapmadılar.

- Nos hicieron trabajar toda la noche.
- Ellos nos hicieron trabajar la noche entera.

Onlar bizi bütün gece çalıştırdılar.

Las buenas noticias le hicieron llorar.

İyi haber, onun gözlerine gözyaşı getirdi.

Hicieron de todo para ganar dinero.

Para kazanmak için her şeyi yaptılar.

Ellos se hicieron a la rutina.

Sıradan işlerle tanıştılar.

Todos ustedes hicieron un buen trabajo.

Hepiniz iyi iş yaptınız.

Me hicieron esperar un buen rato.

Uzun süre bekletildim.

Lo hicieron en frente del personal.

Onu personelin önünde yaptılar.

Le hicieron el test de VIH.

HIV testi yaptırdı.

Yo sé cómo lo hicieron ellos.

Onu nasıl yaptıklarını biliyorum.

Nos hicieron trabajar todo el día.

Onlar bizi bütün gün çalıştırdı.

Ellos hicieron un marco con cinta.

Bantla bir çerçeve yaptılar.

A Tomás le hicieron una colonoscopia.

Tom'un bir kolonoskopisi vardı.

Hicieron un viaje a la capital.

Onlar başkente yolculuk yaptı.

Estos zapatos se hicieron en Italia.

Bu ayakkabılar İtalya'da yapılmıştır.

Los terroristas hicieron estallar un bus.

Teröristler bir otobüsü havaya uçurdular.

Los niños hicieron esculturas de alambre.

Çocuklar telden heykeller yaptı.

Ellos me hicieron una gran fiesta.

Onlar benim için büyük bir parti verdiler.

Hicieron una lista con los nombres.

Onlar isimlerin bir listesini yaptı.

Ellos hicieron peticiones igual de fuertes.

Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular.

Hicieron caso omiso de sus objeciones.

Onun itirazlarını bir tarafa bıraktılar.

Tom y María se hicieron abogados.

Tom ve Mary avukat oldular.

- Sus palabras la hicieron llorar de emoción.
- Sus palabras hicieron que ella llorara de emoción.

Sözleri onu gözyaşlarına boğdu.

- Benditas sean las manos que lo hicieron posible.
- Felicito a las manos que hicieron posible esto.

Benim iltifatlarım bunu mümkün kılan ellere.

Así que, ¿qué hicieron miles de lectores?

Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?

Lo hicieron rompiendo y doblegando las reglas.

Bunu kuralları yıkarak buldular.

Que los científicos lo hicieron de nuevo.

bilim insanları bunu tekrarladı.

Las personas hicieron este experimento en serio.

İnsanlar bu deneyi gerçekten yaptı.

Hicieron antiguo el nombre del período Pasha

ismini paşa dönemini eski yaptılar

E hicieron una forma circular en esto?

ve bunda da bir daire şekli mi çıkardılar?

Lo hicieron para vengarse de su padre.

Babalarından intikam almak için yaptılar.

Las noticias lo hicieron explotar de rabia.

Haber onun öfkeden patlamasına neden oldu.

Me hicieron esperar cerca de 30 minutos.

Yaklaşık yarım saat bekletildim.

Nos hicieron trabajar durante todo el día.

Onlar bütün gün bizi çalıştırdılar.

Sus bromas nos hicieron reír a todos.

Onun şakaları hepimizi güldürdü.

Los sueños de Tom se hicieron realidad.

Tom'un rüyaları gerçek oldu.

La hicieron esperar más de una hora.

Bir saatten fazla bekletildi.

Parece que sus deseos se hicieron realidad.

Görünüşe göre, dilekleri gerçekleşti.

Me hicieron esperar más de media hora.

Otuz dakikanın üzerinde bekletildim.

Nos hicieron quedarnos en una habitación pequeña.

Küçük bir odada kaldık.

Ellos se hicieron famosos después del accidente.

Onlar kazadan sonra ünlü oldular.

Algunos de ellos hicieron muy poco trabajo.

Onlardan bazıları çok az iş yaptı.

Se hicieron herramientas con huesos de búfalo.

Bizon kemiklerinden aletler yapıldı.

Supongo que lo hicieron Tom y Mary.

Sanırım Tom onu Mary ile yaptı.

Tal vez pregunten por qué no hicieron nada

Belki neden harekete geçmek için zaman varken