Examples of using "Aparte" in a sentence and their turkish translations:
onun dışında ise
Tüm saçmalıklar ve gülüşmeleri çıkarırsak
Bu paketi kenara koyun.
O ayrı bir soru.
John hariç, onların hepsi geldi.
Bundan başka bir şey bilmiyorum.
- Servis ücreti ekstradır.
- Ayrı bir servis ücreti tahsil edilecektir.
Futbol hariç, hobilerim yok.
Bunun yanında işşizlik artıyor.
Hiç kimse dans etmekten başka bir şey yapmadı.
- İngilizceden başka bir dil konuşabiliyor musun?
- İngilizceden başka bir dil konuşabiliyor musunuz?
Hava dışında, iyi bir piknikti.
Benim senden başka arkadaşım yok.
Jim'den başka onu gören biri var mı?
İngilizce konuşmakla beraber Fransızca da konuşabilir.
Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.
onun dışında herhangi bir özel aileden geldiği
onun dışında bildiğimiz çok az şey var
Taro hariç, Jiro en uzundur.
Benim dışımda hiç arkadaşı yok.
Sen hariç burada az sayıda arkadaşı var.
Beklemekten başka, bir şey yapılamazdı.
Kırmızı sandalye ayrıldı. O özeldi.
Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.
Korkusuzluk dışında korkacak bir şey yok.
Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.
Tom gitar çalmanın dışında çok az şey yapar.
onun dışında zaten bir çok şirket bu programı zaten kullanıyordu
Biraz meyve dışında hiçbir şey yemedi.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
Kan, çaba, gözyaşı ve terden başka verebilecek hiçbir şeyim yok.
Tom kendi büyüttüğü sebzeler hariç hiçbir şey yemez.
- Benim dışımda orada kimse yoktu.
- Orada benden başka kimse yoktu.
Şaka bir yana, çalışıyor olabilir.
Senin bana söylediğinin ötesinde bir şey bilmiyorum.
Onun ötesinde çok az şey biliyorum.
Benim dışımda, üç arkadaşım bara kabul edildi.
Fethedilenler her zaman hatalıdır. Tarih, onların yenilgilerinden başka hiçbir şeyi görmez.
Senden başka hiç kimseyi görmedim.
Kendim dışında Beyzbol izlemeyi sevmeyen, tanıdığım tek kişi sensin.
Ramazan'da oruçluyken yeme-içme dışında; kavga, tartışma ve dedikodu gibi şeylerden de uzak durmaya çalışmak lazım.