Translation of "Ancianos" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Ancianos" in a sentence and their turkish translations:

- Los ancianos se levantan pronto.
- Los ancianos se levantan temprano.

Yaşlı insanlar erken uyanıyor.

Mis padres son ancianos.

Annem ve babam yaşlı.

Los ancianos merecen respeto.

Yaşlı insanlar saygıyı hak eder.

Sea amable con los ancianos.

Yaşlılara karşı iyi kalpli olun.

¿Quién cuidará de los ancianos?

Yaşlılara kim bakacak?

La pareja de ancianos murió tranquila.

Yaşlı çift huzur içinde öldü.

¿Vuestros ancianos hablan todavía vuestro idioma?

Yaşlı insanlarınız hala sizin dilinizi konuşuyor mu?

No debéis despreciar a los ancianos.

Yaşlı insanları küçük görmemelisin.

Los ancianos no pagan boleto de colectivo.

Yaşlı insanlar otobüs biletleri için para ödemezler.

Estas aldeas rurales se quedan con solo ancianos,

kırsal kesimlerde sadece kendilerini sefil yoksulluktan

No dejemos a nuestros ancianos en la calle.

Yaşlılarımızı sokağa bırakmayalım

- Son viejos.
- Son mayores.
- Son ancianos.
- Están mayores.

Onlar yaşlı.

Los ancianos necesitan a alguien con quien conversar.

Yaşlı insanların konuşacak birine ihtiyaçları vardır.

Es agradable ver a una cariñosa pareja de ancianos.

Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.

Hoy en día hay muchos ancianos que viven solos.

Bugünlerde birçok yaşlı insan kendi başına yaşıyor.

Más de un millón de ancianos están en cama enfermos.

Bir milyondan fazla yaşlı insan yatakta hasta.

La enfermera ciega se dedicó a cuidar a los ancianos.

Kör hemşire kendini yaşlıların bakımı için adadı.

Los ancianos no siempre son más sabios que los jóvenes.

Yaşlılar her zaman gençlerden daha akıllı değildir.

Niños y adolescentes por un lado y los ancianos por el otro,

çocuklar ve gençler, öte yanda yaşlıların uyarılardan en az ihtimalle

Algunos especuladores se aprovechan de la ignorancia y el desamparo de los ancianos.

Bazı spekülatörler yaşlı insanların cehalet ve acizliklerinden yararlanmaktadır.