Examples of using "сможете" in a sentence and their turkish translations:
Hadi, bunu yapabilirsiniz.
Macera başlıyor! Hadi, bunu yapabilirsiniz.
Eğer bunu yapabiliyorsanız,
Eve giden yolu bulabilir misin?
Onları orada görebilirsin.
Onun hesabını nasıl verirsin?
Gel gelebilirsen.
Onu yarın görebileceksin.
İşi ne kadar sürede bitirebileceksin?
Tom'un işi hakkında öğrenebildiğin her şeyi öğren.
Senin bunu yapabileceğini sanmıyorum.
Söz veriyorum cevap vermekte zorlanmayacaksınız.
bir tane daha yakalayıp yakalayamayacağınızı görmek ister misiniz?
Elinden geliyorsa beni durdur.
Arayabildiğin zaman beni ara.
Tom'a yardım edebilecek misin?
Umarım yardım edebilirsin.
Bu ilacı reçetesiz satın alamazsınız.
Bunu yapabilecek misin?
Umarım uyuyabilieceksin.
İmkânın varsa lütfen gel.
Saat kaçta orada olabileceksin?
Bu kutuyu kaldırmayı başarabilir misin?
ne tür bir dokunuşun kötü hissettirdiğini daha iyi bilebilirsiniz
Hadi, bunu yapabilirsiniz. Bu size bağlı. Bir karar vermelisiniz.
Çok pratik yaparsan İngilizceyi daha iyi konuşabileceksin.
Anlamadığın şeyi nasıl tercüme edebilirsin ki?
Bir çalışma izni olmadan burada bir iş bulamazsın.
Onu ne zaman gönderebileceğini bilmek istiyorum.
Ne kadar kısa sürede buraya gelebilirsin?
Gelip gelemeyeceğini bize bildir.
Bu kişiyi yakınınızda hemen bulamazsanız,
Bu kurtla başa çıkabileceğinizi düşünüyorsanız "Yeniden Dene"yi seçin.
Hâlâ o çıngıraklı yılanı yakalayabileceğinizi düşünüyorsanız
beyne gelecek zararı büyük oranda azaltmak için hastaya ilaç verebilirsiniz.
Futbol oynayabileceksin.
Tom'u ikna edemeyeceksin.
Bunu yapabileceğini düşünüyorum.
Ve sonra Covid-19'un ne denli tehlikeli olabileceğini görürsünüz.
Beni durdurabileceğini düşünüyor musun?
Umarım Tom'a yardım edebilirsin.
Sen bunu deneyemeyeceksin.
Onları durduramazsın.
Onu durduramazsın.
Onlara yardım edemeyeceksin.
Onlara yardım edebilirsin.
Onu durduramazsın.
Bana Tom'un nerede olduğunu söyleyebileceğini umuyordum.
Bunu gerçekten yapabilecek misin?
Bunu yapabileceğinden eminim.
Bunu ne zaman yapabilirsin?
- Bunu kolayca yapabileceksiniz.
- Onu kolayca yapabileceksiniz.
Bunu yapabileceğini düşündüm.
böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz. Hava şimdiden ısınıyor
Birkaç yaratık daha yakalayabileceğinizi düşünüyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.
Bu seminerde bize katılabileceğini umuyoruz.
Gelebiliyorsan, gel!
Gelip gelemediğini bize bildir.
Bana yardım edebileceğini düşündüm.
Yardım edebileceğini umuyordum.
Onu yapabileceğini düşündüm.
Beni asla unutamayacaksın.
Sen muhtemelen onu yapamayacaksın.
Tom'un Mary'ye yardım ettiğini gerçekten gördün mü?
Yakında Fransızca konuşabileceksiniz.
Tom'u yarın görebileceksin.
Yakında Tom kadar iyi şarkı söyleyebileceksin.
Bana yardım edebileceğini umuyordum.
Hâlâ bir tarantula yakalayabileceğinize inanıyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.
Tutamayacağın sözler verme.
Onu yapabileceğini düşünüyorduk.
Evime ne zaman gelebilirsin?
Sanırım bunu yapamayacaksın.
Bana yardım edebileceğini umuyorum.
Bize yardım edebileceğini umuyorum.
Gerçekten gelebileceğini umuyorum.
Tom'u bugün göremeyeceksin.
- Korkarım, onu başaramazsın.
- Korkarım, onu yapamazsın.
Benimle gelemeyeceğinden emin misin?
Ben kesinlikle senin bize yardımcı olabileceğini umuyorum.
Tom senin bana yardım edebileceğini söyledi.
Öğle yemeğinden sonra Tom'la konuşabileceksin.
Bunu yapabileceğini umuyordum.
Tom'u sana yardım etmeye ikna edemeyeceksin.
Umarız bize yardım edebilirsiniz.
Umarım bunu yapabilirsin.
Onu yapamayacağını sana düşündüren ne?
Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.
Ne kadar hızlı yürürsen yürü ona asla ulaşamazsın.
Ne zaman başlayabilirsiniz?
- Bunu tek başına idare edemezsin.
- Bununla tek başına başa çıkamazsın.
Bunu yapamayacağınızı biliyordum.
Bunu yapabilir misin?
Bizi durduramayacağını biliyorum.
Onları durduramayacağını biliyorum.