Examples of using "приятное" in a sentence and their turkish translations:
O güzel bir yerdi.
Bu hoş bir duygu.
Bu güzel bir yer, değil mi?
Aslında oldukça kârlı bir iş.
Her şeyi hesaba katarsak, seyahat eğlenceliydi.
O ona tatlı bir şey anlattı.
Keşke güzel bir şey olsa.
Ne keyifli bir yolculuk yaptık!
Seni memnun etmek istiyorum.
Bence Tatoeba hoş ve eğitici bir uğraştır.
Tom Mary için gerçekten güzel bir şey yapmak istedi.
Sen hiç Tom'un restoranına gittin mi? O hoş küçük bir yer.
Sonrasında 10, 15 dakika süren güzel bir zaman aralığı yakalıyorsun.
Boston ziyaret etmek için güzel bir yer ama ben orada yaşamak istemem.
Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: "İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insanın yüreğindeki eğilimler çocukluğundan itibaren kötüdür. Şimdi yaptığım gibi bütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim."