Examples of using "прилива" in a sentence and their turkish translations:
Yüksek gelgite kadar bekleyelim.
Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...
Ama bu bizi kayalıkların hemen kenarında ve gelgitin merhametine bırakıyor.
Çadırlarımızı şimdi oldukları yerde sahilde bırakamayız. Eğer bırakırsak, su yükseldiğinde su altında kalacaklar.