Examples of using "оставить" in a sentence and their turkish translations:
Sende kalabilir.
Onu saklamak ister misin?
Senin için bir lambayı açık bırakmamı ister misin?
Bir mesaj bırakmak ister misin?
Bahşiş bırakmayı unutma.
Tom bunu saklamak istiyor.
Mesaj bırakmam gerekiyor mu?
Bunu saklamak istemiyor musun?
Bizi yalnız bırakabilir misin?
Planlamayı bana bırakmalısın.
Tom'u yalnız bırak dedim.
Kedisini evde bırakmak zorundaydı.
Çantanı buraya bırakabilirsin.
Işığı açık bırakır mısın?
Sana bir not bırakacaktım.
Onu kendin için saklamanı öneriyorum.
Bunu saklayamam.
Seni yalnız bırakmaya söz veriyorum.
Bunu korumak istiyorum
Kitabı saklayabilirsin.
Depozito vermek zorunda mıyım?
Oğlana bahşiş bırakmak lazım.
- Bizi terk edebilirsin, Tom.
- Bizden ayrılabilirsin, Tom.
- En iyisi onu bırak.
- Onu bıraksan iyi olur.
Onu bana bırakabilirsin.
Ben bir mesaj bırakabilir miyim?
- İşimi bırakmaya karar verdim.
- İşi bırakmaya karar verdim.
Mesaj bırakmalıyım.
Bir depozito ister misin?
Bebeği doğurmak istiyor.
Bebeğe bakmak istiyorum.
- Eski alışkanlıkları kırmak zordur.
- Eski alışkanlıkları terk etmek kolay değil.
Evi tutabilirsin.
Biz seni yalnız bırakamayız.
Onu arabada bırakmış olabilirsin.
Sanırım onu tutabiliyorsun.
Bizi burada bırakamazsın.
Sana bir not bırakmalıydım.
Bizi yalnız bırakmalıydın.
Onları yalnız bırakmalıydın.
Onu yalnız bırakmalıydın.
Onu yalnız bırakmalıydın.
Ben bir mesaj bırakabilir miyim?
Seni burada bırakamam.
Tom'a bir not bırakmalıydım.
Bisikletimi nereye bırakabilirim?
- Beni yalnız bırakabilir misin?
- Beni yalnız bırakır mısın?
Beni yalnız bırakacağına söz verdin.
Seni yalnız bırakmak zorunda kaldığım için üzgünüm.
Beni yalnız bırakman gerekiyor.
Ben onları yalnız bırakmak için söz verdim.
Ben onu yalnız bırakmaya söz verdim.
Onu yalnız bırakmaya söz veriyorum.
Onları yalnız bıraksan iyi olur.
Onu yalnız başına bıraksan iyi olur.
Onu yalnız bıraksan iyi olur.
Tom bana pencereyi açık bırakmamı söyledi.
ve korkuyu bırakmamı sağladı.
"Bir notunuz var mıydı?" "Yok, teşekkürler."
Geri bildirim bırakmaktan hoşlanırım.
Arabayı burada bırakmak zorundayım.
Paramı bırakabileceğim kimse yok.
Beni bırakamazsın.
Tom'u bırakamayız.
Bazı şeylerin söylenmeden kalması daha iyidir.
Teşhisi doktoruna bırakmalısın.
Onu o şekilde bırakmak ister misin?
Her şeyi kendisine saklamak istiyor.
Onları yalnız bırakmak için söz veriyorum.
Onu yalnız bırakmaya söz veriyorum.
Onu yalnız bırakmak için söz veriyorum.
Ona bir mesaj bırakabilir miyim?
Bunu sizinle bırakabilir miyim?
Beni yalnız bırakmalıydın.
Beni yalnız bırakamaz mısın?
Sana onu yalnız bırakmanı söylemiştim.
Tom onu yalnız bırakmamızı istedi.
O, bizim onu yalnız bırakmamızı istedi.
Sadece beni yalnız bırakamaz mısın?
Bizi yalnız bırakır mısınız?
Beni yalnız bırakır mısın?
Sadece seni burada bırakamam.
Sanırım Tom'u tek başına bırakmalısın.
Ben sana onları yalnız bırakmanı söylemiştim.
Onu yalnız bırakmanı söyledim.
Ben senden bizi yalnız bırakmanı rica ettim.
Ben senden onları yalnız bırakmanı rica ettim.
Ben senden beni yalnız bırakmanı rica ettim.
Onu yalnız bırakmanı rica ettim.
Ben onu yalnız bırakmanı istedim.
Onu korumak istemediğinden emin misin?
Sana onu arabada bırakmanı söyledim.
Bir mesaj bırakmak ister misiniz?
Biz onu yalnız bıraksak iyi olur.
Çantamı buraya bırakabilir miyim?
Kedisini evde bırakmak zorundaydı.
"Bir mesaj bırakmak ister misiniz?" "Hayır, teşekkürler."
Tom için biraz pasta ayırmalıyız.
Tom'u yalnız bırakamayız.