Examples of using "достоинством" in a sentence and their turkish translations:
Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.
Tom'un terbiyeli davrandığını umuyorum.
Mary malafatı büyük erkekleri tercih ettiğini itiraf etti.
Bu otomat sadece yüz yen'lik madeni paraları alıyor.
Onuruyla ölmesine izin vermek dışında, Tom için artık yapabileceğimiz hiçbir şey yok.