Examples of using "только" in a sentence and their turkish translations:
Sadece bir tane al.
Ben sadece hayal kuruyordum.
Sadece gözden kaybolma.
Sadece sessiz ol.
Az önce uyandım.
Sadece bir tane kaldı.
O henüz geldi.
Biz sadece öpüştük.
Yeni mi kalktın?
Güneş henüz yükseldi
Sadece okuyordum.
- Sadece şaka yapıyordum.
- Ben sadece şaka yapıyordum.
Sadece gülme.
Sadece teslim olma.
Sadece dışarı bak.
Yeni mi kalktın?
Gösteri başlıyor.
Sadece Tanrı her şeye gücü yetendir.
Hayal edin:
Vay canına, şuna bakın.
Şunlara bakın...
Yeni evli.
Onu şimdi anladın mı?
Sadece Tom'a söyleme.
Sadece hiçbir şeyi kırma.
Sadece beni terk etme.
Tom az önce geldi.
Az önce taşındık.
Biz sadece indik.
Henüz kalktım.
Henüz geldim.
Daha az önce başladım.
Tom az önce uyandı.
Saat sadece üç.
Ben az önce yemek yedim.
Yeni geldim.
Sadece bir Allah var.
Az önce geldik.
Tom az önce döndü.
Sadece pazartesi.
Az önce öğle yemeği yedim.
Az önce içeri geldim
Saat sadece 2.30.
Saat daha sekiz buçuk mu?
Onlar az önce vardılar.
- Hemen az önce geldim.
- Henüz geldim.
Az önce gitti.
Sadece birine ihtiyacım var.
Az önce eve geldim.
Tom sadece hastaymış gibi davranıyor.
Otobüs az önce ayrıldı.
Saat tam sekiz otuz mu?
Tom sadece kahve içer.
Sadece düşürmeyin.
Yalnızca bu ikisine ihtiyacımız var.
O henüz gitti.
Yalnızca gerçek acı verir.
- Sen en iyisinden başka bir şey hak etmiyorsun.
- Sen en iyisini hak ediyorsun.
Sadece beni durdurmaya çalışın.
Babam aradı.
- Az önce öğle yemeğini yedim.
- Sadece öğle yemeği yedim.
Sadece konsantre olman gerekiyor.
Bu sadece onun hayal gücü.
Az önce nişanlandım.
- Az önce gitti.
- Yeni çıktı.
Az önce yağmur yağmaya başladı.
Sadece yarısına ihtiyacım var.
Sadece bugün geldik.
Sen sadece işleri daha da kötüleştiriyorsun.
Sadece kendine gel.
Sadece bir şey söyleme.
Sadece bir sorun var.
- Cesedimi çiğnemeden olmaz.
- Cesedimi çiğnemen lazım.
- Az önce ayrıldık.
- Az önce gittik.
- Az önce çıktık.
Otobüs az önce gitti.
Bu sadece senin ve benim aramda.
Yemek yemeği az önce bitirdim.
Akşam yemeğini daha yeni yedim.
Sadece Tom'a bak.
Ben sadece zenginmiş gibi davranıyordum.
sadece sahip olduğum sürece,
bu sadece başlangıç
sadece bir kısmını
Tom sadece ısınıyor.
- Sadece on beş dakika.
- Yalnızca on beş dakika.
Ben az önce geri döndüm.
Yaz henüz başladı.
Tom az önce öğle yemeği yedi.
- Sadece bir gerçek var.
- Yalnızca bir gerçek var.
Ben sadece başlıyorum.
- Tren az önce ayrıldı.
- Tren az önce gitti.
Sadece şaka yapıyorum.
Hayat henüz başladı.
Her şey yalnızca bir rüyadan ibaret.
O sadece başlangıç.
Az önce başladık.
Sadece oraya git.