Examples of using "волю" in a sentence and their turkish translations:
Tom yaşama isteğini kaybetti.
Kuşun uçmasına izin ver.
Hayal gücünü serbest bırak.
Yaşlı adam yaşama isteğini kaybetti.
O hislerini açığa vurmaya eğilimlidir.
Duygusal olmayalım.
O her zaman iradesini empoze etmeye çalışıyor.
Kapacağa kaptırma, tepeceğe teptirme.
ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.
İşteyken hislerinizin coşmasına birdenbire izin verirseniz
Tom her şeyi şansa bıraktı.
O, her şeyi şansa bıraktı.
Kafesi açtı ve kuşları serbest bıraktı.
Will, Will vasiyetinde mirasını Will'e bırakacak mı?