Examples of using "Дай" in a sentence and their turkish translations:
Göz atmama izin ver.
Ona tavsiyede bulun.
Bana bir silah ver.
Çak bir beşlik!
Umarım!
İnşallah!
Çak bir beşlik.
Çay ver.
- Bana bir ışık ver.
- Bana bir çakmak ver.
Allah versin.
Ver!
Bana kolunu ver.
Tom'a biraz para ver.
Bana otuz dakika ver.
Ona biraz para ver.
Bir göz atayım.
Onu hemen bana ver.
Ya rab, bize sabır ver!
Bana bir şans verin.
Söylememe izin ver.
Saule, bana davulu ver.
Bize bir dakika ver.
Kitabı ona ver.
- Bana numarayı ver.
- Bana numara ver.
Ver bana bunu!
Bana bir lolipop ver.
Bana bir portakal ver.
Bana bir görsel ver.
Biraz soluklanayım.
Bana biraz ver.
Bana onu ver.
El fenerini bana ver.
Biletleri bana ver.
Bana raporu ver.
Bana şifreyi ver.
Bana bir sonrakini ver.
Bana elmasları ver.
Onu kontrol edeyim.
Bana kaşık verin.
Uygulama yapmama izin verin.
Bana bir saat ver.
Tom'un karar vermesine izin ver.
Bunu bize ver.
Bana bir parça ver.
Barışa bir şans verin.
Bana bir şans ver!
Bana anahtarı ver.
- Bırak anlatsın.
- Bırak konuşmasını bitirsin.
Dolma kalemi bana ver.
Bırak hayal kurayım.
Sakızını bana ver.
Bana cevap ver!
- Sütü bana ver.
- Sütü bana verin.
- Sütü bana veriniz.
Kulaklıkları bana ver.
Allah can sağlığı versin.
Allah kavuştursun.
Bana topu ver.
Bana bildir.
Elini ver bana.
Bir bakayım.
Onu bana ver.
- Bana birkaç tane ver.
- Bana biraz ver.
Bıçağı bana ver.
Ona anahtarları ver.
Bakayım.
Bana telefon numaranı ver.
Düşüneyim.
- Tekrar deneyeyim.
- Yine deneyeyim!
- Gene deneyeyim!
Bana yiyecek bir şeyler ver.
Bana iki parça tebeşir ver.
Söyleme. Tahmin edeyim.
Ona biraz para ver.
Onu duymama izin verin.
Ellerine sağlık.
Bana yarım kilo elma verin.
Kediye biraz et ver.
Hayal gücünü serbest bırak.
- Dur sana bir sarılayım.
- Sana sarılmama izin ver.
Bana telefonunu ver.
- Onu yazayım.
- Onu yazmama izin ver.
Bana yüz dolar ver.
Onun kaçmasına izin vermeyin.
O kediyi bize ver.
Bir dakika düşüneyim.
Bana gözlüğümü ver.
Seni öpeyim.
Onu hissedeyim.
Sadece kalkayım.
O şişeyi bana ver.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
Lütfen bana su ver!
Bana bir şişe şarap ver.
Saule, bana davulu ver.
Bana o kitabı ver.